Page 20-21 - aktuel-13

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2016 /
21
20
/ BezmiâlemAktüel 2016
Bizim kültürümüzde bayram denilince Ramazan ve Kurban Bayramları akla
gelmektedir. Bunların dışında değişik dönemlerde farklı millî veya mahallî
bayramlar kutlanmış, bir kısmı da kutlanmaya devam etmektedir.
EN ÖNEMLİ MANEVİ
DEĞERLERİMİZ:
BAYRAMLARIMIZ
YRD. DOÇ. DR. MEHMET EMİN AGAR /
BVU ÖĞRETİM ÜYESİ
Bayram toplumun ortak sevinç ve mutluluk günleri
olarak anlaşılır. Bu, temelde doğrudur. Ancak dinî
bayramlarımızı sadece sevinme, eğlenme günleri
olarak ele almadan Cenab-ı Allah bu günleri bayram
olarak belirleyip bize lütfettiği için şükür ve hamd
zamanları olarak anlayıp kulluğumuzun farkına ve
zevkine varmalıyız.
Şair Muhammed LÜTFİ
(Alvarlı Efe)
Mevla bizi affede
Gör ne güzel ıyd olur
Cürm ü hatalar gide
Bayram o bayram olur.
Merhamet ede Rahîm
Dermanı ver Hakîm
Lütfede Lutf-i Kadîm
Bayram o bayram olur.
Hakkı seven merd-i şîr
Kalbi olur müstenir
Allah ola dest-gîr
Bayram o bayram olur.
Bahr-i keremden hüda
Gark ede nur-i huda
Afvola bay u geda
Bayram o bayram olur.
Ganiler ede kerem
Ref’ola derd-i verem
Sahî ola muhterem
Bayram o bayram olur.
Nur-i Hidayet dola
Dilde hidayet bula
Nâsırın Allah ola
Bayram o bayram olur.
Tevhid ede zevk ile
Hakkı sev şevk ile
Tasdik inerse dile
Bayram o bayram olur.
El duta kitabını
Dil duta hitabını
Can duta şitabını
Bayram o bayram olur.
Mevlayı candan seven
Rıza-i Hakk’a iven
Lutf-i Huda’ya güven
Bayram o bayram olur.
Dildeki Rahman olur
Dertlere derman olur
Azade ferman olur
Bayram o bayram olur.
Can bula cananını
Bayram o bayram olur
Kul bula sultanını
Bayram o bayram olur.
Hüzn ü keder def ola
Dilde hicab ref ola
Cümle günah affola
Bayram o bayram olur.
Lutfi’ye lutf ü kerem Dâhil-i
bâb-ı Harem
Daima Allah direm
Bayram o bayram olur.
Şair Muhammed LÜTFİ ( Alvarlı Efe) bayramın nasıl
olması gerektiğini bize manzum olarak anlatmıştır.
Rabbimiz bize affederse, bize lütuf ve keremiyle
muamele ederse, hatalarımızı, günahlarımızı
bağışlarsa, muhabbetini bize nasip ederse ve
bu şekilde dünya sürgünümüzü tamamlayıp asıl
vatanımıza dönersek, gerçek bayram o zamandır.
Yoksa her türlü kötülüğün, acının, kederin, isyanın,
alçaklıkların, ihanetlerin, her türlü edepsizliklerin
olduğu; ama sırf bayram dendiği için kutlamaların,
kendinden geçercesine yapılan eğlencelerin bayram
kavramıyla bağdaşmadığı açıktır.
Ramazan ayı tamamlandığı zaman bayram gelmesi,
“oh bu sıkıntıdan kurtulduk!” şeklinde anlaşılırsa bu
Rabbimize karşı yanlış bir zan içindeyiz, demektir.
Halbuki ramazan da bayram da Cenab-ı Allah’ın
nimetlerindendir ve ayetlerindendir. O bize oruç tutun
dediği için tutarız; bayram yapın dediği için bayram
yaparız.
Kurban Bayramı da böyledir. Kesilen kurbanların
eti, kanı Allah’a ulaşmaz. Ona ulaşan ancak temiz
niyetlerimiz ve ibadet çabamızdır. Kurban yakınlık
anlamına gelen bir terim olduğundan, biz kul olarak
bütün bu faaliyetleri Allah’a yakınlık kazanmak için
gerçekleştirmeliyiz. Yoksa bu, bazıların alçaltıcı bir
şekilde ifade ettiği gibi “ kavurma bayramı “ değildir.
Biz bunu Allah’ın rızasını temin etmek için yaparız.
Ortaya çıkan neticede yoksullar da etlerden ve
diğer şeylerden istifade ederler. Esas olan kulluk için
yapmak ve rızasına ulaşmaktır. Tıpkı Allah rızası için
değil de zayıflamak için, dünyevî birtakım hedefler için
oruç tutmanın gerçek anlamda Ramazanı idraksizlik
olduğu gibi.
Kurban Bayramı aynı zamanda hac mevsiminin tac
noktasıdır. Zilhicce ayının sekizinci günü başlayıp,
bayramın üçüncü veya dördüncü günü sona eren
mübarek vakit de bayramın idrak edildiği zaman
dilimidir.
Hac, İslam Dini’nin beş temel esasından biridir. Gücü
yetebilen ve imkan bulabilen Müslümanların en az
bir kez gerçekleştirmesi farz olan kulluk görevidir.
Erkek – kadın her Müslüman üzerine borçtur. Bunun
yanı sıra Haremeyn bölgesine gidildiğinde küçük
hac da diyebileceğimiz umre yapmak da borçlardan
biridir.
Ülkemizdeki hâkim ve yaygın olan fıkıh ekolüne göre
en az bir kez yapmak gerekmektedir. İşte Hac için
mübarek beldelere gidenler, bu mahalle girdiğinde
umre yaparlar ve borç üzerlerinden düşer. Haccın
esası Arafat’ta bulunmaktır. Diğer bütün şartların
kazası mümkündür, ama arefe günü, Arafat’ta kısa bir
süre de olsa bulunmazsa, o sene haccı kaçırmış olur.
Tabii diğer farzlar ve rükünler de çok önemlidir. Ancak
Arafat vakfesi olmazsa olmazıdır haccın. Bayram
gecesi Müzdelife’de vakfede bulunmak, şeytan
taşlamak, tavaf ve sa’y yapmak, ihramlı bulunmak
gibi esaslar da vazgeçilmezlerdir.