Page 52-53 - aktuel-13

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2016 /
53
52
/ BezmiâlemAktüel 2016
İnsanoğlunun hayatını önemli derece kolaylaştıran bu
icatlar acaba göründükleri kadar masumlar mı sorusu
elektromanyetizmanın keşfinden beri akıllarda soru
işareti bırakan önemli bir ikilemdir. Yapılan çalışmalar
ve toplanan veriler sonucunda teknolojik gelişimimizin
ürünü olan elektromanyetik alanlar insan fizyolojisinin
üzerine etki edebilme kapasitesine sahip olduğu
belirtilenmiştir. Protein ve DNA yapılarını, molekül
düzeyinde biyokimyasal değişimlerle etkileyebilme
potansiyeline sahiptirler. Düşük enerjiye sahip
dalgalar, Reaktif Oksijen Türlerinin (ROS) oluşmasını
ve radikallerin vücut içerisinde dolaşmasına sebep
verirler, bu radikallere yanıt olarak inflamatuvar yanıt
oluşmakta ve dokularda hasara sebep olmaktadır.
Sonuç olarak insan vücudunun biyokimyasal ve
biyoelektrik dengesini doğrudan etkileyebilen, bu
kütlesiz ama yüksek enerji taşıyan ışımalar yüksek
doz veya uzun süre maruz kalma sonucunda sağlık
problemlerine yol açmaktadır.
Bu noktada karşımıza sıkça çıkan problemlerden biri
elektromanyetik alan oluşturma kabiliyetine sahip
cihazlarımızın her geçen gün sayısının artması. Elektrik
akımı taşıyan kablolar, radyo ve televizyon dalgalarını
üreten kuleler, yüksek gerilim hatları, baz istasyonları,
trafolar, her evde bulunabilecek mikrodalga fırınlar ve
küçük ev aletleri metropollerde yaşayan insanların
yanı sıra kırsal kesimlerde yaşayanları etkilemekte
hatta yerleşimin olmadığı insansız bölgelerde bile
elektromanyetik kirlilik oluşturmaktadır.
İnsan fizyolojisine bu denli etki edebilme potansiyeline
sahip elektromanyetik dalgalar ile hayatımızda hangi
noktalarda karşılaşabiliriz? Günlük hayatta birçok
farklı kaynaktan elektromanyetik radyasyona maruz
kalmaktayız. Yıllık maruz kalınan radyasyon kaynakları
Figür 1’de verilmiştir.
Ultraviyole (morötesi) terimi 1801 yılında Alman bilim adamı
Johann Wilhelm Ritter sayesinde literatürdeki yerini almıştır. İskoç bilim
insanı James Clerk Maxwell’in elektromanyetik alan üzerine geliştirdiği
teoremin pratikte ilk kullanımı ise radyo dalgalarını oluşturmak amacıyla
Heinrich Hertz tarafından 1887 yılında kullanılmıştır. Hertz elektrik devreleri
aracılığıyla gün ışığından çok daha küçük frekanslara sahip dalgalanmalar
oluşturarak arzu edilen verilerin, kablo veya benzeri iletim cihazları olmadan,
atmosferin iletkenlik kapasitesinin kullanılarak iletilmesi fikrini hayata
geçirerek, bugün hayatımızın her yerinde ihtiyacını hissettiğimiz yeni nesil
iletişimin oluşturulmasını sağlamıştır. Kütlesi olmayan ama yüksek enerji
taşıyan parçacıklar günlük hayatımızın tam ortasındadır. Televizyonlardan,
bilgisayarlara, cep telefonlarından mikro dalga fırınlara ve sıkça kullanıldıkları
tıbbi görüntüleme cihazlarına kadar hemen her teknolojik cihazın çalışma
esasları arasında elektromanyetik radyasyon prensiplerinden faydalanılmış
ve tüm bu uygulama alanları zorlu tabiat şartlarına uyum sağlamaya çalışan
insanın hayatına kolaylık sağlamışlardır.
Eczacılık Fakültesi Öğretim Görevlimiz M. Yunus Bektay ile
elektromanyetik kirlilik ve gündelik hayatımıza etkilerini konuştuk.
ATMOSFERİMİZİ
DOLDURAN TEHLİKE:
ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK
M.YUNUS BEKTAY/
BVU ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
Otobüs, uçak, asansör gibi kapalı vedar alanlardada cep
telefonu kullanımından kaçınılması, uyurken ise yataktan
uzakta ve kapalı şekilde tutulması gerekmektedir.
Baz istasyonları ise hem verici hem alıcı konumda
olmalarından ötürü ortaya çıkan kirliliği arttırmaktadırlar.
Baz istasyonlarında, uygunluk çalışmasının detaylıca
ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından incelenmesi ve
kurulacak istasyon sayısı bölgedeki kullanıcı sayısına
ve yerleşim özelliklerine göre yapılmalıdır. Bölgedeki
bina sayısı, coğrafi durum yükseklik vb. değerlendirme
kriterlerine getirilmiş olan standartlara uygun olmak
zorundadır. Evlerimizde ve iş yerlerinde elektromanyetik
kirlilik düzeyinin ölçtürülmesi ve yüksek çıkması
durumunda gerekli önlemleri alınmalıdır.
Çocukların cep telefonu kullanımı ailelerin karşılaştığı
önemli problemlerden biridir. Güvenlik, sorumluluk
bilinci aşılamak, iletişimi arttırmak amacı ile anne
ve babalar çocuklarına cep telefonu vermektedirler.
Fakat uzmanların tavsiyesi dokuzuncu yaş gününden
önce çocuklara cep telefonu verilmemesi yönündedir.
Çocukların cep telefonlarından olabildiğince uzak
tutulması, sağlığın korunması açısından önemli bir
gerekliliktir. Okul, kurs, seyahat vb. durumlar dışında
çocuklara erken yaşlarda cep telefonunu alımı
ertelenmelidir. Güvenlik sorunlarını çözmek amaçlı
sadece birkaç numarayı araya bilen ve daha düşük
kirlilik değerlerine sahip telefonlar tercih edilebilir. Dünya
Sağlık Örtü (WHO) 16 yaş altı çocukların cep telefonu
kullanmamalarını, acil durumlarda ise 10 dakikayı
geçmemesini önermektedir. Sanılanın aksine saç
kurutma makinaları yüksek manyetik alana sahiptirler.
Kullanımı sırasında kısa aralıkların tercih edilmesi ve
yatmadan önce kullanılmaması gerekmektedir. Yatak
odalarında televizyon, bilgisayar bulundurulmaması ya
da tamamen kapalı olarak tutulmaları dinlendirici bir uyku
için önem teşkil etmektedir. Çünkü bekleme durumunda
da olsa bu cihazlar kirlilik oluşturabilmektedirler. Elektrikli
battaniyelerin yatmadan önce kapatılması, radyo
ve çalar saatlerin pil ile çalışanlarının tercih edilmesi
elektromanyetik alanın zararlı etkilerini önleyecektir.
Halojen ve floresan gibi ekonomi lambalarının okurken
tercih edilmemesi ve kullanılmayan cihazların fişlerinin
çekilmesi de koruyucu önlemler olarak uygulanabilir.
İnsanoğlunun üretmiş olduğu hemen her yenilik, iki
tarafı keskin bıçak gibidir. Uygun kullanılması işlerimizi
çok kolaylaştıracaktır, kullanımda yapılan hatalarda
bizlere ve sağlığımıza zarar verme potansiyeline
sahiptirler. Elektromanyetik alan oluşturan cihazları bir
hat ustası misali uygun koşullarda uygun durumlar için
kullandığımızda ortaya muhteşem eserler çıkarabiliriz.
Elektromanyetik kirlilikten korunmanın yolları
nelerdir öyleyse? Tümüyle bu cihazların kullanımı
hayatımızdan çıkartmak mı? Hayatımızı oldukça
kolaylaştıran
bu
cihazların
kullanımında
kısıtlamalar oluşturmak mı olmalıdır çözümümüz?
Bu kirlilik kaynakları arasında en yoğunu ve tehlikelisi
cep telefonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Cep
telefonları hem kullanılması sırasında hem de
ihtiyaç duydukları baz istasyonları sebebiyle kirlilik
oluşturmaktalardır. Elektromanyetik kirliliğe iki farklı
şekilde sebep olmalarından ötürü cep telefonu
kullanımı hembireysel açıdanhemde toplumsal açıdan
sağlık problemlerine sebebiyet verebilmektedirler.
İhtiyatlılık ilkesi gereği zararsızlığı kanıtlanıncaya kadar
cep telefonu kullanımın azaltılması, ihtiyaç dışında
kullanılmaması özendirilmelidir. Özellikle hamile
kadınlarda ve çocukların cep telefonu kullanımından
uzak tutulması tavsiye edilmektedir. Günümüzde cep
telefonlarının, konuşmak ve haberleşmenin yanında
birçok alanda yararlandığımız cihazlar haline geldiğini
akıllı cep telefonları ile gördük. Buna bağlı olarak
kullanımları da katlanarak arttı, tabi oluşturduğu
elektromanyetik alanda. Radyo dinlemek için
radyoyu, televizyon seyretmek için televizyonu tercih
etmek bu kirlilikten kaçınma konusunda faydalı bir
uygulama olabilir.
Figür 1: Yıllık kişisel maruz kalınan radyasyon
kaynakları