Page 56-57 - aktuel-13

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2016 /
57
56
/ BezmiâlemAktüel 2016
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’e staj kabulü alan medikal
kökenli ilk öğrenci olan Üniversitemiz Tıp Fakültesi öğrencisi Ahmet
Serdar Mutluer, staj döneminde yaşadığı tecrübeleri bizlerle paylaştı.
CERN’İN MEDİKAL
KÖKENLİ
İLK ÖĞRENCİSİ
BEZMİÂLEM’DEN!
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde çalışmalarımı
yürüttüğüm departman IDEASQUARE diye belirtilen
ve ileri ve uç fikirlerin hayata geçirildiği 20-25 kişilik
bir ekipten oluşan özel olarak kurulmuş bir bölümdür.
CERN genel olarak üretkenliği ve performansı
arttırmaya dayalı dizayn edilmiş ortamlara sahip.
IDEASQUARE bu noktada en özel olarak düşünülmüş,
ihtiyacınız olan her şeye anında ulaşabildiğiniz
bir mekan konumunda. IDEASQUARE’de nötrino
detektörleri ile kozmik müon
ışınlarının saptanmasından tutun
da çalışmalarımızı yürüttüğümüz
neuroscience alanı dahil birçok farklı
ve uç fikirlere açık çalışma alanı
mevcut. Binlerce bilim insanının
çalışmalarını
sürdürdüğü
bu
departmanda ve bu özel ekiple aynı
ortamda çalışma imkanı elde etmek
benim için gerçekten tarif edilmez bir
tecrübe oldu.
CERN bilim dünyası adına adeta
ütopya gibi bir yer. Tamamen bilim
insanlarından oluşan ve herkesin
günlük
aktivite
zamanlarında
bilimsel bir konu üzerine bilgi
paylaşımında bulunduğu, yemek
yediğiniz restoranlarda dahi bulunan TV ekranlarında
yürümekte olan ATLAS, CMS vb. deneylerin anlık
sayısal ve ilerleme verilerinin paylaşıldığı, kendi içinde
izole olmuş ve dış dünyadan tamamen bağımsız bir
şehir konumunda. Sadece bilimin konuşulduğu ve
bilim ile uğraşılan bir şehir. İşte CERN tam olarak
böyle bir yer.
Departmana ilk geldiğimde ofislerin merkezinde
iki katlı bir Londra Otobüsü gözüme çarpan ilk şey
oldu. Grup toplantılarının ve telekonferansların
gerçekleştirilebilmesi adına teknolojik olarak tam
donatılmış bir otobüs. Daha sonra elektrik, elektronik
ve mekanik mühendisliği workshop atölyeleri,
intratekal cerrahi uygulamalar için ufak
bir cerrahi ameliyathane, kozmik dalga
ışınları için bir karanlık oda, elektronik
devremodülü tasarımı ve data işlenmesi
adına bir clean room ve bolca çalışma
alanı. Tam anlamı ile multidisipliner
çalışma sisteminin fiziksel olarak
hayat bulduğu bir departman olarak
tanımlayabilirim. Burada neuroscience
alanında başarılı çalışmalar yürüten
Prof. Dr. Renaud Blaise Jolivet’in
yanında bir ofis tahsis edildi ve yoğun
bir tempo ile çalışmalarıma başladım.
İlk aşamada sinir hücrelerinin aksiyon
potansiyel oluşturma ve sinyal iletimi
üzerine temel olan “Integration and
Fire Neuron” modelinin matematiksel
ve bilgisayar modellemesini öğrendim
ve kendi bilgisayar modelimi oluşturdum. Devamında
voltaj kapılı iyon kanallarının fonksiyonunu simule
eden ve sinyal iletimini en iyi şekilde modelleyen
“Hodgkin and Huxley Matematik Denklemi”nin
bilgisayar modellemesini gerçekleştirdim. Kısa
sürede kaydettiğim ilerleme sonucunda çalışmalarını
takip ettiğim Prof. Renaud’un takdir ve övgüsüyle
karşılaştım. Son olarak sinyal iletimi noktasında
Bazhenov modelinde Euler Matematik teoremini
uygulayarak bir bilgisayar modellemesi oluşturdum.
CERN’de ayrıca kanser tedavisinde önemli bir gelişme
olan Hadron Terapi çalışmalarını yakından inceleme
fırsatım oldu. European Network for Light Ion
Hadron Therapy organizasyonunun koordinatörü ile
gerçekleştirdiğim görüşmeler sonucunda kendilerinin
daveti üzerine bu organizasyona gönüllü olarak
katılma ve ülkemizde de bir Hadron Terapi merkezi
kurulması adına bu organizasyonda aktif bir şekilde
bulunacağımı belirttim. Kendisi de çalışmalarımı ve
bu noktadaki hedef ve ideallerimi takdirle karşıladı.
Yine CERN’de geçirdiğim süre zarfında Protip Medikal
Yönetim Kurulu Başkanı daveti üzerine Fransa’da
çalışma ortamlarını ve laboratuvarlarını gözlemleme
şansım oldu. Yapay larinks başta olmak üzere birçok
başarılı çalışmalar yürüten şirket, çalışmalarım ve
projelerim için ilham kaynağı oldu diyebilirim.
Lozan’da düzenlenen Prof. Dr. Nicole Deglon’un
bizleri bir araya getirdiği ve ağırladığı Uluslararası
Neuroscience Araştırmaları Sempozyumu’na katılma
fırsatım oldu. Avrupa’da yürütülen ve insan beyin
projesi olan “Human Brain Project” e katılan birçok
bilim insanının çalışma ve projelerini kendilerinden
dinleme fırsatı yakaladım.
CERN’de ayrıca IBM şirketinde yapay sinir hücresi
üreten ekiple tanıştım. Çalışmalarımı ve ilerlememi
takdirle karşıladılar ve Zürih IBM genel merkezindeki
laboratuvarlarına davet ettiler.
CERN’deki çalışmalarım gelecek projelerim için
bir vizyon ve ışık olması açısından benim için çok
önemliydi ve bu görevi layıkıyla yerine getirdiğime
inanıyorum. Bu noktadan sonraki hedefim,
çalışmalarımı aynı tempoyla devam ettirmek ve
ülkemde bilimin gelişmesi adına atılacak adımlarda,
elimden geldiğince katkı sağlamaya çalışmak
olacaktır.