Page 12-13 - aktuel-13

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2016 /
13
12
/ BezmiâlemAktüel 2016
FETÖ tarafından geçekleştirilen 15 Temmuz Darbe girişimini halkımız
canıyla püskürtürken, hastanemize getirilen onlarca yaralı ve iki
demokrasi şehidiyle tarihimizin en acı gecelerinden birini yaşadık.
15 TEMMUZ’DA
BİR KEZ DAHA
KURTULUŞ
SAVAŞI MÜCADELESİ VERDİK
PROF. DR. ADEM AKÇAKAYA
/ BVU TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ GENEL KOORDİNATÖRÜ
Darbe girişimini nasıl öğrendiniz?
Öncelikle ülkemize ve milletimize geçmiş olsun
dileklerinde bulunmak istiyorum. Ülke olarak kötü
bir tecrübe yaşadık. Darbe girişiminin yaşandığı
gün İstanbul dışındaydım. İlk etapta İŞİD saldırısı
olabileceğini düşündüm. Bunun bir darbe girişimi
olduğu netleştiğinde İstanbul’a dönüş için harekete
geçtim. Fakat askerlerin bazı noktaları kuşatması
nedeniyle mümkün olmadı.
Darbe girişimini öğrendikten sonra neler yaptınız?
Öncelikle Hastanemizde nöbetçi olan Uzm. Dr.
Mehmet Elmadağ ile iletişime geçtim ve ondan ilk
bilgileri aldım. Bütün nöbetçileri yerlerinde hazır
tutmasını ve evlerinden gelebilecek acil nöbetçiler
listesini belirlemesini istedim. Bu aşamadan sonra
özellikle ana branşlarımızın hekimlerini Hastanemize
gelmesini sağladık. Servisler içinde hızlı bir şekilde
organize oldular. Özellikle acilde çalışan personelimiz
çok ciddi bir çaba gösterdi. Sağlık STK’ları ile işbirliği
yaptık. İstanbul’daki hastaneler ve doktorlarla
koordineli bir şekilde çalıştık.
Gelen hastaların rahatsızlıkları nelerdi?
Darbegirişimi sürecindeHastanemize36vatandaşımız
yaralı, 2 vatandaşımız ise darbeciler tarafından şehit
edilmiş olarak getirildi. Hastanemizde vefat eden
olmadı. Hastalarımızdan biri kafatası açık bir halde
getirildi, diğerlerinde ise doku zedelenmesi ve çoklu
kemik kırıklıkları vardı. Hastalarımıza en üst düzeyde
ve en iyi şartlarda sağlık hizmeti vermeye çalıştık.
Halkın direnişi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ülkemiz açısından çok ciddi bir olaydı. Ülkemizin basireti
ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
yükseköngörüsüsayesindebu travmayı atlattık.Halkımız
gerçekten bizi onurlandırdı, ilk kez böyle bir olayı yaşadık.
Milli iradeye, demokrasiye, Cumhurbaşkanına, devletine
ve yöneticilerine sahip çıkan bir halk vardı.
Darbe girişiminden nasıl bir sonuç çıkardınız?
Öncelikle ne kadar yalnız bir ülke vemillet olduğumuzu
anladık. Gerçek dostlarımız birkaç ülkeden ibaretmiş.
ABD ve Batı darbenin boyutunu anlamak ve görmek
istemedi.
Türk halkına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Rabbim bir daha yaşatmasın, o hainlerin girişimlerine
fırsat vermesin. Tek millet, tek vatan ve tek bayrak
altında birlik ve beraberliğimizi yeniden inşa ettiğimizin
ve Kurtuluş Savaşı verdiğimizin farkındayız.
HAKİMİYET
MİLLETİNDİR
özel eki
28 Şubat post-modern darbesi dışında darbe yaşamamış, küçük bir Anadolu
şehrinde büyümüş bünye, aldığı hukuk eğitimine rağmen askerin şehre çok
ama çok anormal şartlarda ineceğini akıl edemedi.
15 TEMMUZ 2016
İSTANBUL’DA BİR GECE
AYBÜKE EKİCİ
/ BVU HUKUK MÜŞAVİRİ
Sosyal medyada darbe söylentilerinin yayıldığını
fark edince ise haber kaynağı iyi bir avukata “Neler
oluyor?” diye sorduğumda aldığım tek kelime “darbe”
yanıtı ile tüm olup bitenler arasında sadece 20 dakika
geçmişti ve tek düşünebildiğim abdest alıp sokaklara
çıkmak oldu.
Bilmiyordum ki darbe olunca tanklar yürümüş, onlar
ilerlemesin diye otobüsler yolları kapatmış. Askeri
müze dışında tank görmemiş olan benden daha genç
bünyeler, bunu nasıl anladı o gece ve internette en
fazla yapılan arama “TANK NASIL DURDURULUR”
sorusu oldu onu da bilmiyorum. Ama bende de
sabır kalmadı ve “Anne, anahtar arabanın üzerinde,
yol açılırsa birine rica et, müsait yere çeksin, hadi
Allah’a emanet ol.” deyip inip düştüm yola. Üç kez
beni geri çevirmeye çalışan annem bu sefer, boynu
bükük sadece “Peki” diyebildi. Benden önce Vatan
Caddesine ulaşan arkadaşım telefonda ağlayarak
“Aybüke, üzerimize ateş açıyorlar, biz Fatih
Belediyesine saklanıyoruz, ne yapalım” derken oraya
ulaşmaya çalışıyordum. “Canım, saklanın, hemen
kaçın” diye onlara yalvarırken Vatan Caddesindeki
kışla benzeri yerin önüne vardım. Sağımda bir
kadın solumda bir başka erkek arkadaşım. Hepsi
orada, benim gibi dayanamayıp koşmuşlar, çoktan.
Tekbirlerle tankın önünde bekleyip sonunda asker
kılıklılar çıkarıldı.
Asker kılıklı, çünkü o tankın içinden İstanbul eski
Emniyet Müdürü çıkarıldı yaka paça. Adımları daha
da hızlandırıp Ayetel Kürsiler ile vardık Saraçhane'ye.
Ve, her yerden kurşunlar. Biraz sonra sesler durunca
yaralılar taşınmaya başladı. Biri karnından vuruldu.
Apar topar onu götürürlerken kurşunların susmasını
fırsat bilen halk hücuma geçti İBB’ye doğru. Hani
kitaplarda, filmlerde anlatılır ya savaş sahneleri, vallahi
öyle. Ön saf düştükçe, yaralılar alınınca, tekbirlerle bir
arkadaki grup ilerliyordu. İBB’den ise sürekli yaylım
ateşi, yaklaştırmıyor darbeci hainler. Sonra, 5’e doğru
sesler kesilirken ayrıldık oradan, tam arabaya binerken
Fatih Cami'nin üstünden bir uçak ve o ses! Aman
Allah’ım, o nasıl bir ses ve irkilme. Yardım için üç-
dört kez gittiğim Suriye’de de, darbe akşamı sokağa
çıkarken tankın önünde de İBB’nin önünde taranırken
de korkmamıştım. Ama o ses… Çünkü biliyordum,
o bombayı attığında dönüşü olmayacaktı, ne canlar
gidecekti.
İkinci, hatta üçüncüsünde evdeydik, alçakların alçak
uçuşunda. Evin camları zangır zangır titrerken ev
sahibinin çocukları ve hepimiz bir odada. Niye insan
bir arada olmak ister böyle bir durumda bilmiyorum.
Ama öyle, kendiliğinden oluyor işte. Şafak sökerken
artık haberler netleşti, darbe sadece girişimde kalmıştı.
Tertemiz evlatlar, kardeşlerimiz şehit düşmüştü, ama
Başkomutan başımızdaydı ve kazanmıştık.
* Bu yazı Katı Dergisi'nin Temmuz Sayısından alınmıştır.