İLETİŞİM ENGLISH Ara ARA
Bezmiâlem'i Keşfet

​Osmanlı Padişahı II. Mahmut’un eşi ve I. Abdülmecit’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan tarafından 1845 yılında kurulan Bezmiâlem Gureba-i Müslimin Hastanesi, milyonlarca yoksul ve hasta insana daima en son tıbbi gelişmelerin uygulanması şartıyla vakfedilmiştir.

 
 
 
 
 
 
 
 

​Hastanede ilk defa bölüm ayrımı yapılarak göz ve cerrahi şubeleri kuruldu.

İstanbul’u büyük zarara uğratan depremde hastanede de önemli düzeyde hasar oluştu. Kuzey ve doğu koridorlarının büyük çoğunluğunun yıkıldığı depremin ardından yaklaşık bir sene süren onarım çalışmaları gerçekleştirildi ve hastaneye tekrar hasta kabulü başlandı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

İlerleyen yıllarda Gureba Hastanesi bünyesinde Türkiye'nin ilk modern ameliyathanesine öncülük edecek olan Op. Dr. Nurettin Bey Cerrahi Kliniğinde göreve başladı.​

Türkiye'nin ilk modern ameliyathanesi hizmete açıldı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

İlk laboratuvar ve deri-frengi şubesi kuruldu.​

Hastanenin kütüphanesi Mart 1912’de Birinci Dahiliye Koğuşunun yanındaki odada Laboratuvar Şefi Dr. Mehmet Kâmil (Berk) Bey’in girişimiyle kurulmuştur. Bu nedenle kendisine kütüphanenin kurucusu unvanı verilmiştir. 1923 yılına gelindiğinde kütüphanede 1.313 cilt kitap vardı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Cildiye ve Efrenciye (Frengi) Kliniği'ne Hulusi Behçet tayin edildi.​

Hulusi Behçet "Haleb veya Şark Çıbanlarının Diyatermi İle Tedavisi" adlı kitabında Şark çıbanının diyatermi ile tedavisini ileri sürdü. Şark çıbanlarının kapanmasından seneler sonra tüberküloz ihtilatının meydana gelebileceğini ortaya koydu. Bu yöntem birçok ülkede kabul edilerek uygulanmaya başladı.​​

 
 
 
 
 
 
 
 

Henüz hastabakıcı yetiştiren bir okul yokken Hilali Ahmet Cemiyeti tarafından hasta bakıcılığı öğrenmek için Gureba Hastanesi'ne gönderilen 12 kişi kabul edildi ve eğitimleri başlatıldı.​

Gureba Hastanesinde ihtisas yapan ilk kadın hekim ve aynı zamanda Türkiye'nin de ilk kadın hekimlerinden olan Fatma Şakir Memik dahiliye ihtisası yapmak üzere asistan olarak tayin edildi.​

 
 
 
 
 
 
 
 

1928-1967 yılları arasında hastane kliniklerinde sistemli bir şekilde mütehassıs hekim yetiştirmiştir. Bunlardan biri olan -dönemin en tanınmış cerrahlarından- Kazım İsmail Gürkan da Gureba Hastanesinde 3 yıl asistan olarak eğitim aldıktan sonra cerrahi mutehassısı oldu.​

Prof. Dr. Hamdi Suat Aknar, Nobel'in talebi üzerine Prof. Dr. Kemak Djenab'ı fizyoloji alanında Nobel'e aday gösterdi.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Hamdi Suat (Aknar) Bey 1933 yılında Vakıf Gureba Hastanesi'ne patolog olarak tayin edildi ve hastanede bağımsız bir patoloji laboratuvarı kurdu.​

Diyabet, kan hastalıkları ve hipertansiyon konularındaki araştırmalarıyla uluslararası ün sahibi Ord. Prof. Dr. Erich Frank Vakıf Gureba Hastanesinde çalışmaya başladı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Kanserde ilk modern terapi uygulaması Ord. Prof. Dr. Erich Frank'ın kliniğinde yapıldı.​

Hemşire Elisabeth Wolff, dahiliye kliniğinde Türkiye’nin ilk bilimsel diyet mutfağını kurdu. Bir süre sonra başka hastaneler diyet konusunda deneyim kazanmak ve bir diyet mutfağının nasıl yönetildiğini öğrenmek üzere Vakıf Gureba Hastanesi’ne genç elemanlar göndermeye başlamıştır.​

 
 
 
 
 
 
 
 

İ.Ü. Tıp Fakültesi'nin eğitimlerini sürdürebilmesi için hastane arazisi içerisinde tarihi binanın yanına büyük bir amfi yapıldı. Ord. Prof. Dr. Erich Frank'ın vefatının ardından bu amfiye ismi verildi.​

Türkiye için çok önemli bir yenilik olan transfüzyonlarda kan konservelerinin kullanılması Dr. Kurt Steinitz’in öncü çabasıyla gerçekleşti.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Vakıf Gureba hekimlerinden Dr. Kurt Steinitz, biyokimya laboratuvarında dönemi için ileri analiz yöntemleri uygulayarak edindiği tecrübeleri, "Klinik Laboratuvar Usulleri" adıyla yayınladı.​

Hulusi Behçet, 1924 yılında göz bozuklukları, ağızda tekrar eden aftlar ve üreme organları çevresinde yaralar bulunan bir hastadaki bu belirtilerin tamamının virüs kökenli tek bir hastalığa ait olduğu kanısına vardı. Hastalık üzerinde çalışırken, 1933 Üniversite Reformu’nda, İ. Ü. Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniği’ne profesör olarak tayin edildi. 1947 yılında Cenevre’de toplanan Uluslararası Deri Hastalıkları Kongresi’nde bu hastalığa Behçet Sendromu/Behçet Hastalığı adı verildi. O zamana kadar bilinmeyen bu hastalıkla dünya tıp literatürüne adını yazdırdı. Hulusi Behçet, Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniği’nin Gureba Hastanesi’nde hizmet verdiği 1933-1952 yılları arasında hastanede çalıştı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Kalp kateterizasyonu uygulaması ilk kez Ord. Prof. Dr. Erich Frank'ın kliniğinde yapıldı.​

Bu yıla kadar Sıhhat Vekaleti'ne (Sağlık Bakanlığı) bağlı olan hastane, TBMM kararıyla Vakıflar Umum Müdürlüğü’ne bağlandı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

25 Ocak 1957 tarihinde Vakıf Gureba Hastanesi'ne Yardım Derneği kuruldu. İcra Vekilleri Heyeti’nin 11 Mart 1958 tarihli oturumunda umumi menfaatlere hizmet eden derneklerden sayılan derneğin ilk başkanlığını Dr. Lütfi Kırdar (1957-1960) yaptı.​

Anesteziyoloji servisi ve hayati kimya laboratuvarı hizmete açıldı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Dr. Bedi Beler diabet hastalarının bakımını sürdürebilmek amacıyla hastanelerde kurulmuş ilk ileri ihtisas diyabet kliniğini kurdu.​

Hastaneye ait Çapa Klinikleri’nin İstanbul Tıp Fakültesi’ne devredilmesinden sonra Vakıflar idaresi yeni bir hastane inşa edilmesi kararı aldı ve 1969 yılında günümüzdeki mevcut hastanenin temelleri atıldı. Tahsisat yokluğu nedeniyle uzun süre tamamlanamayan hastane 1987 yılında çoğunluğu bitmiş bir hale geldi ve 1992 yılında tamamen hizmete açıldı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

​Vakıf Gureba Hastanesi Mütehassıslar Heyeti, hastanede her ay yapılmakta olan bilimsel toplantıları yıllık bültenler halinde yayımlama kararı aldı. Bu bültenlerin ilki Bezm-i Âlem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi 1964 Yıllık Bülteni adıyla yayınlandı.



1978 yılında yeni hastane inşaatının güneydoğusunda bir Kanser Tarama ve Tedavi (Onkoloji) Merkezi ve 2. Radyoterapi bölümlerinin temeli atıldı. Aynı yıllarda son sistemde röntgen teşhis ve tedavi cihazları, nükleer tıp cihazları ve mamografi, mikroröntgen ve ultrasonografi gibi tarama cihazları ithal edildi. Kanser Tarama ve Tedavi (Onkoloji) Bölümü ile 2. Radyoterapi bölümü binası tamamlanınca cihazları monte edilip hizmete açıldı.​

 
 
 
 
 
 
 
 

Hastanenin hemşire ihtiyacını karşılamak için Bezmiâlem Valide Sultan Sağlık Meslek Lisesi kuruldu.​

Bezmiâlem Valide Sultan, Abdülhamit Sani, Silahtar Abdullah Ağa Mazbut Vakıfları adına Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafımdam Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi kuruldu. Üniversite 2010-2011 eğitim öğretim döneminde aldığı ilk öğrencilerle 1845 yılında inşa edilen tarihi kampüsünde akademik hayatına başladı. Valide Sultan Vakfı’na ait olan Vakıf Gureba Hastanesi tüm eklentileriyle birlikte üniversiteye devrolarak ''Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'' ismini aldı.​