Page 8-9 - aktuel-14

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2016 /
9
8
/ BezmiâlemAktüel 2016
Bugün hem bölgemiz hem de ülkemiz üzerinde sinsi, alçak, kanlı oyunlar
oynanmaktadır. Üst akıl, her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkmaktadır.
ÜLKEMİZİ TERÖRLE DİZE
GETİREMEYECEKLER
YRD. DOÇ. DR. MEHMET EMİN AGAR /
BVU ÖĞRETİM ÜYESİ
Terör kendi başına değerlendirilecek bir faaliyet
değildir, hedefe ulaşmak için en az bir devletin
desteğiyletaşeronbirörgütlegerçekleştirilenhedefteki
millet ve memleketin içinde korku oluşturmak ve bu
yolla o ülkeye baş eğdirme faaliyetidir. Geçmişte
olduğu gibi günümüzde de birçok ülke üzerindeki kirli
maksatlarına ulaşmak isteyen şer odaklarının bu tür
örtülü ve açık eylemlerini görüyor ve yaşıyoruz.
Ülkemizde yakın tarihimizde olduğu gibi günümüzde
de hain emellerine ulaşmak maksadıyla çeşitli taşeron
terör örgütlerini kullanan, Türkiye üzerinde hainplanları
bulunan devletler ve güç merkezleri yakın zamanda
da Beşiktaş’ta gerçekleştirdiği tedhiş saldırısıyla kirli
yüzünü bir kez daha açıkça göstermiştir. Bu menfur
saldırıda hayatlarını kaybeden şehitlerimize
Allah'tan rahmet ve aynı hadisede
yaralanmış gazilerimize acil şifalar
diliyoruz.
Bu faaliyetlerin hedefi ülkemizi
kendi kanlı gündemlerine
hapsetme, milletimizi
yılgınlığa sürüklemektir.
Bunu çok iyi bilmemiz ve hiç
aklımızdan çıkarmamamız gerekir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
fevkalade isabetle belirttiği gibi bir yandan acımızı
yaşamamız, terörle mücadelemizi sürdürürken
aynı zamanda hedeflerimizden de kopmamamız,
projelerimizi gerçekleştirmekten de asla geri
durmamamız gerekmektedir.
Bu korkunç saldırıdan dolayı yüreklerimiz
yanmaktadır. Çünkü Türkiye bir süredir tarihinin
en büyük ve en kanlı tedhiş saldırısı dalgalarından
birisiyle karşı karşıyadır. Bir yandan PKK ve onunla
birlikte hareket etme kararı alan başta FETÖ olmak
üzere çok sayıdaki terör örgütü DAİŞ gibi insanî ve
ahlakî hiçbir ölçü ve değer taşımayan saldırılarıyla
milletimizi ve memleketimizi hedef almaktadırlar.
15 Temmuz millete, milletin istiklal ve istikbaline
karşı yapılmış darbe, teşebbüsü de bu suikastlar
zümresindendir. PKK, DAİŞ, DHKP-C ve benzeri
tedhiş çetelerinin hepsinin ipleri bir takım güç
odaklarının elindedir ve belli bir uluslararası
plan gereğince sistemli olarak menfur
faaliyetlerini, efendilerinin emirleri ve amaçları
doğrultusunda sürdürmektedirler.
Bilinmelidir ki terörün mantığı yoktur ve
teröristin de taşıdığı hiçbir değer yargısı
yoktur. Devlet ve millet olarak bu terör
musibetinin üstesinden mutlaka geleceğiz. Bize
korkmak yakışmaz. Cumhurbaşkanımızın da dediği
gibi korkuyu korkutanlardan olacağız. Milletimiz bin
yıldan beri bu topraklarda, FETÖ ve diğer bölücü
terör örgütleri gibi nicelerinin tehdit ve saldırılarının
üstesinden gelmektedir. Devletimiz, askeriyle,
polisiyle, korucularıyla ve istihbarat birimleriyle
tüm imkanlarını kullanarak terör örgütleri ve
arkalarındaki güç odaklarıyla mücadele etmektedir.
Terör odaklarının yeni metotlarına karşı biz de
yeni mücadele yöntemleri geliştirerek çalışmak
durumundayız. Yeter ki milletimiz birliğini, dirliğini,
beraberliğini, dayanışmasını ve birlikte yaşama
azmini güçlü tutsun.
Şunu iyi bilmemiz gerekir ki devletimiz, demokrasiyle
değil terörle; özgürlüklerle değil teröristlerle;
insan haklarıyla değil terörist eylemlerle mücadele
etmektedir. Buna karşılık, Batılı devletlerin en son
mülteciler ve terör örgütleri karşısındaki ilkesiz
tutumu, terörist çetelere kucak açması ve arka
çıkması başta olmak üzere birçok meselede sınıfta
kalmıştır.
Teröre ve terör örgütlerine karşı, bu örgütler vasıtasıyla
memleketimizi terbiye etmeye çalışanlara karşı
Malazgirt ruhuyla, İznik’te kurulup Konya’da zirveye
çıkan Anadolu Selçukluları ruhuyla, o heyecanla
Söğüt’te dikilip 24 milyon kilometre kareyi kaplayan
ulu Osmanlı çınarının azametiyle, Çanakkale ve
İstiklal Harbimizin azmiyle yeni bir seferberlik,
milli bir seferberlik içine girmeliyiz. Terör çetelerini
darmadağın etmek, mensuplarının başlarını ezmek
Türkiye’miz için kolaydır. Önemli olan bizim millet
olarak tarihimize, kültürümüze, değerlerimize ve
hedeflerimize güçlü bir şekilde sahip çıkarak, siyasi,
iktisadi, teknolojik ve her türlü terörün karşısında
dimdik ayakta durmamızdır. Bunu başardığımızda
ne terör örgütleri ne de onların arkalarındaki güçler
bizi kutlu yolumuzdan alıkoyabilir. Onlar ne kadar kan
dökerlerse milletimizi bir arada tutan bağları o kadar
gevşetebileceklerini sanıyorlar. Halbuki bizim için
şehitlerimiz ve gazilerimiz, millet olarak varlığımızın,
birliğimizin ve dirliğimizin en büyük teminatıdır.
Tedbiri elden bırakmadan, terör örgütlerinin üzerine
en şiddetli bir şekilde devletimiz gitmeye devam
edecektir.
Yaşadığımız devir, en az İstiklal Harbi kadar önemli
ve kritiktir. Hayatî sonuçlar doğuracak kadar
ehemmiyetlidir. Birinci Dünya Harbi’nin ardından