Page 24 - aktuel-21

Basic HTML Version

24
/ Bezmiâlem Aktüel 2018
Günümüzde süper güç olarak nitelendirilen ülkeler
bilgiyi teknolojik ürünlere çevirip pazarlayanlardır.
Örneğin ABD tarafından üretilen kolesterol düşürücü
Lipitor adlı ilacın sadece bir yıllık cirosu Türkiye’nin
sanayi gururu olarak özelleştirilen Tüpraş’ın tüm
değerinin üç katından fazladır. Bunun yanında
tamamen biyoteknoloji üzerine çalışan Genentech
firması, İsviçreli ilaç devi Roche tarafından 70 milyar
dolara satın alınmıştır. Kısaca, bu çok çarpıcı iki
örnek dahi bize bilgi üretmek üzerine odaklanmış
şirketlerin ne kadar yüksek katma değerli
ürünler üretebildiklerini ve dolayısıyla ülkelerin
ekonomilerine ne denli büyük katkıları olabileceğini
göstermektedir.
İçinde bulunduğumuz asrın bilgi asrı olduğu aşikârdır.
Bilgiyi verimli bir şekilde enerjiden hastalıklara, kıtlık
probleminden çevre kirlenmesinin engellenmesine
kadar insanlığın en temel meselelerinin çözümünde
kullanacak olan milletler, hem kendilerinin hem de
insanlığın refahının gelişimine en yüksek düzeyde
katkıda bulunacak olanlardır. Ülkemiz yetiştirmiş
olduğu kaliteli insan gücüyle özellikle yaşam ve
tıbbi bilimlerde dünyada lider konumda bulunma
potansiyelini taşıyan nadir ülkelerden birisidir.
Ancak, var olan bu potansiyelin harekete geçirilmesi
bir takım yapısal sorunların giderilmesi ve dolayısıyla
verimliliğin artırılmasıyla mümkündür.
Ülkemizdeki üniversiteler, bir kaç istisnası olmakla
beraber, yapı itibari ile araştırmadan ziyade eğitim
yönü çok daha ağır basan müesseselerdir. Bu
durumun şu ana kadar özellikle finansal kaynakların
eksik olması gibi çok temel sebepleri olmakla
beraber, dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip
olduğu halde ülkemiz, yaşam bilimleri alanında
etkili yayın sıralamasında Macaristan, Çek
Cumhuriyeti, Yunanistan gibi ülkelerin dahi gerisinde
bulunmaktadır.
Üniversitelerimizin araştırma açısından var olan
ciddi yapısal problemleri, dünyanın önde gelen
kurumlarında doktora, post-doktora eğitimi almış,
hatta öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan
TARİHİ BEYKOZ
KIŞLASI’NIN
YENİ YÜZÜ
Dünya standartlarında eğitimden geçmiş, araştırma motivasyonu yüksek
bireyleri aynı hedefe odaklanmış bir çatı altında toplamak amacıyla
Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji Enstitüsü'nü kurduk.
PROF. DR. MEHMET ZİYA DOYMAZ /
BVU BEYKOZ YAŞAM BİLİMLERİ VE
BİYOTEKNOLOJİ ENSTİTÜ MÜDÜRÜ
Türkiye, son yüzyılda temelde ekonomik sebeplerden dolayı kıymetli insan
kaynağının yurt dışına çıkmasına engel olamamaktadır. Değişik kaynaklar,
yurt dışında bulunan eğitilmiş insanımızın sayısını on binlerle ifade etmektedir.
Kaliteli insan kaynağı eksikliğinin ülkemizin BM genel kalkınmışlık sıralamasında
2000’li yıllara kadar çok gerilerde kalmasında ciddi payı vardır. Ülkemizin, siyasi
istikrar ve verimli yönetimle beraber son yıllarda ekonomisinde yakaladığı hızlı
büyümeyi sürekli ve kalıcı hale getirebilmesi ancak küresel pazarlarda rekabetçi
olması ve katma değeri yüksek ürünler sunabilmesiyle mümkündür. Bunun için
ise ülkemizin ivedilikle araştırma ve geliştirme altyapısını kuvvetlendirmesi
gerekmektedir.