Page 32 - aktuel-21

Basic HTML Version

32
/ Bezmiâlem Aktüel 2018
Beyoğlu, Galata, Beşiktaş ve Ortaköy’e dağıtımını
sağlamış, ayrıca su bentleriyle su kemerlerini
bilimsel usullere uygun olarak ıslah ettirip tamirlerini
yaptırmıştır. Hamidiye Suyu isale hattını açtırarak;
Zincirlikuyu, Yıldız, Taksim ve Beşiktaş cihetlerine
dağıtılmasını gerçekleştirmiştir (1902). Hamidiye
su şebekesinde, halka açık Hamidiye çeşmeleri de
bulunmaktaydı. Hamidiye çeşmelerinin bir kısmı
günümüzde de kullanılmaktadır.
Tıp Eğitiminin Islahı ve II. Abdülhamid, tıbbımızın
ilerlemesi maksadıyla; Viyana, Paris, Kopenhang,
Lyon, Londra, Brüksel, Dresden, Roma, Moskova,
Venedik ve Napoli’de muhtelif tarihlerde düzenlenen
uluslararası tıp ve sağlık kongrelerine hekimler
gönderip oralarda alınan tedbirler ve bilimsel
kararları takip eder ve halkın yararına gördüklerini
derhal uygulatırdı. Uzman hekim yetişmesine
önem verir, her sene Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’yi
(günümüzde İstanbul Tıp Fakültesi) bitiren dört-beş
genç hekimi önceleri Fransa’ya, Jön Türk hareketi
ortaya çıktıktan sonra Almanya’ya gönderirdi.
Keşifler ve buluşlarla hızla değişen tıp eğitimine ayak
uydurmak, çağdaş bilgilerle donatılmış hekimler
yetiştirmesini sağlamak amacıyla tıp eğitiminin ıslahı
için Almanya'dan Prof. Dr. Robert Rieder (1861-
1913) ile Dr. Georg Deycke (1865-1938) davet edildi.
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’den mezun olan askeri
hekimlerin iki yıl klinik eğitim görmeleri için Gülhane
Tababet-i Askeriye Tatbikat Mektebi ve Seririyatı
(Gülhane Askeri Tıp Akademisi, 1898) açıldı.
Kurulduğundan beri askeri kışlalarda eğitim veren
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane için Haydarpaşa’da
anıtsal bir bina yaptırıp son sistemde araç gereçle
donattı. 1903-1933 yıllarında burada üst düzeyde
bir tıp eğitimi yapıldı ve özlenen nitelikte hekimler
yetişti. Ana bina günümüzde Sağlık Bilimleri
Üniversitesi tarafından kullanılıyor. Klinik binaları ise
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
olarak hizmet veriyor.
1894 yılında başlayan Dişçiler Mektebi kurma
girişimi, okulun ders programı bile hazırlanmışken
1904 yılında ders verecek beş muallimin maaşlarının
tutarı olan 2.500 kuruş tahsisat, Mekteb-i Tıbbiye-i
Şahane’ye atanan üç muallim muavini için
kullanılınca, on yıl süren çabalar boşa gitmiştir.
Saltanat döneminde açılan okulların içinde sağlıkla
ilgili olanlar da vardı. Orduya ara sağlık elemanı
yetiştirmek üzere, Baytar ve Eczacı Rüştiye-i
Askeriyesi (1891), Eczacı ve Tımarcı Sıbyan Mektebi
(1895), aşıcı yetiştirmek üzere faaliyete geçen Aşı
Dershanesi (1898) bunlar arasında sayılabilir.
İstanbul Üniversitesi’nin Dârülfünun-ı Şahane
adıyla kuruluşu da II. Abdülhamid döneminde
gerçekleşmiştir (1900).
Sosyal Yardım Hizmetleri
1877 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Rumeli'den
İstanbul'a gelen binlerce göçmenin barınması için,
Muhacirîn Dul ve Eytamhanesi, hasta göçmenlerin
tedavisi için de Muhacirîn Hastanesi açıldı.
II. Abdülhamid, Muhtacîn Maaşâtı adıyla yoksul
kişilere maaş ödenmesini sağlamış, 1894 Büyük
İstanbul depreminde kurdurduğu İane Komisyonu
ile evsiz kalanlara yardım edilmişti.
Sağır-dilsiz ve görme engelli çocukların terbiye
ve eğitimleri için Dilsiz Mektebi (1889) ve Âmâlar
Mektebi (1891) açıldı. Daha sonra Dilsiz ve Âmâ
Mektebi adı verilen okulu bitiren dilsizlerin çoğu
mürettip olurdu. Bir kısmı da Meclis-i Vükela’nın
toplandığı dairede - konuşulanları işitip anlatmasın
diye- odacı ve hademe olarak görevlendirilirdi.
Okulu bitiren körler ise çalgıcılık yapardı.
Kimsesiz Müslüman çocukları barındırmak ve eğitip
meslek sahibi yapmak üzere Dârülhayr-ı Âli’yi açtırdı
(1903).
Dârülaceze Müessesesi:
II. Abdülhamid, 30
Mart 1890 tarihli iradesiyle; kimsesiz çocuklar
ile hasta ve sakatların dilencilikten kurtarılması,
yapabilecekleri bir iş ile geçimlerini sağlamaları, işe
güce yaramayanların bakılıp beslenmesi, çocukların
da terbiye edilmesi için bir yer yapılmasını
emretti. Hayırsever ve hümaniter bir görüşle; din,
mezhep ve ırk farkı gözetilmeksizin, toplumun her
kesiminden düşkünlerin kabul edildiği Dârülaceze,
padişahın doğum günü olan 31 Ocak 1896 Cuma
günü açıldı. Dârülaceze’de her yaş gurubundan
bebek, çocuk, hasta, sakat, yaşlı, yatağa bağımlı
sakinlerin günlük ihtiyaçlarını karşılayacak hizmet
birimleri vardı. Kadınlar ve erkekler için iki ayrı
hastane de bulunuyordu. Sokağa terk edilen
çocuklar yurdumuzun ilk kreşi olan Irzahane’de
bakılıyor, dört yaşını dolduranlar yetimhaneye
naklediliyordu. Öğrenim çağına gelenler sabahları
Dârülaceze içindeki ilkokula devam edip öğleden