Page 34 - aktuel-22

Basic HTML Version

34
/ Bezmiâlem Aktüel 2019
SİNDİRİM SİSTEMİ
KANSERLERİ
Sebze ağırlıklı beslenme tarzının benimsenmesi ve hayvansal gıda
tüketiminin azaltılmasının gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Hakan Şentürk,
“Posalı gıda diye tabir ettiğimiz sebze ve meyveler, sindirim sistemi
açısından koruyucu özelliktedir. Yapılan araştırmalarda görülmüştür ki,
sebze ağırlıklı beslenenlerde sindirim sistemi kanserlerinin
görülme riski oldukça düşüktür” dedi.
PROF. DR. HAKAN ŞENTÜRK /
BVU TIP FAKÜLTESİ GASTROENTEROLOJİ BİLİM DALI BAŞKANI
“Posalı gıda kategorisinde yer alan sebze ve meyveler, fiber hacmi yüksek
gıdalardır. Fiberli besinler, bağırsaklarda kitle teşkil eden, emilmeyen gıda
grubudur. Gıdada fiber hacminin yüksek olması, bağırsağın çalışma hızının
ve bağırsaktaki bakteri çeşitliliğinin artması demektir. Dolayısıyla doğal
beslenmede, posalı gıdalar oldukça önemli bir yere sahiptir” diyen Prof. Dr.
Hakan Şentürk, sözlerine şöyle devam etti: “Sindirim sistemi hastalıkları ile ilgili
yapılan araştırmalara göre, posalı gıda ile beslenenlerde mide hastalıkları, şeker
hastalığı gibi sindirim sistemini bozabilen metabolik hastalıklar, bağırsaktaki
sindirim kanalı çeperini geçen mukoza fıtığına bağlı komplikasyonlar ve
bağırsak kanserine daha az rastlandığı görülmüştür. Fiber, büyük ölçüde sebze
ve meyve gibi yeşil gıdalarda bulunduğu için hayvansal ürünlerden ziyade,
sindirim sistemini koruyan posalı gıda dediğimiz
sebze-meyve tüketimini artırmak gerekir. Ne kadar
az hayvansal gıda tüketirsek, bağırsaklarımız
ve midemiz bize daha az sorun çıkarır. Çünkü
hayvansal gıdalar sindirim sistemini yoruyor ve
sistemden uzaklaşması zaman alıyor.
Sebze ve meyve ise etin aksine
sindirim sistemini kolay terk
ediyor. Yani mideden, ince
bağırsaklardan kolay geçiyor,
dışkılamayı kolaylaştırdığı
için de bağırsaklardan
-posa içerdiği için- kolay
atılıyor.”
Sindirim Sistemi
Hastalıklarının Tedavisinde
Son Gelişmeler
Teknolojideki gelişmelerin erken tanı
noktasında çok ciddi avantajlar sağladığını
söyleyen Prof. Dr. Hakan Şentürk, “Örneğin
gastroskop-koloskop dediğimiz cihazların küçük
lezyonları saptayabilme ve ayırt edebilme gücü arttı.
Bunlara ilave olarak, geçmişte sindirim sisteminin
iç yüzeyini görebilirken, son 15 yıldır endosonografi
dediğimiz görüntüleme cihazı sayesinde, sindirim
sisteminin dış kısmını hatta karaciğeri, pankreası,
böbrekleri, çeşitli organları da görmek mümkün hale
geldi” diye konuştu.
İleri evreye ulaşmış sindirim
sistemi kanserleri için de tedavi
yöntemleri olduğunu açıklayan
Prof. Dr. Hakan Şentürk,
“Yayılım türüne göre 2 çeşit
kanserden söz edebiliriz.
Biri lokal, yani bulunduğu
bölgede
büyüyerek
o
bölgede bulunan bazı hayati
yapıları çevreleyen türe denir.
Bir de başlangıçta metastatik olan
türü var. Teşhis konulduğunda farklı
organlarda da metastazlar oluşmuştur.
Fakat bizim esas amacımız, hastalığı, ileri lokal ya da
metastaz dediğimiz evrelerde değil, organ hastalığı
evresinde teşhis etmek” dedi.