Page 35 - aktuel-23

Basic HTML Version

Bezmiâlem Aktüel 2019 /
35
sahayı ve sahadaki hekimleri tanımak, onlarla fikir alışverişi
yapmak ve ortak projeler üretebilmekti. Esas hedefim ise
Fitoterapi ve Apiterapide kullanılan yöntem ve ürünler ile ilgili
pre-klinik ve klinik çalışmalar yaparak faydalı olanlarını doz ve
endikasyonunun belirlendiği Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı ruhsatlı
ürünler haline getirilmesini sağlamaktır. Çünkü bir fitoterapist olarak
ülkemizde Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı, reçete edilebilecek
fitoterapotik ürün sayısı yok denecek kadar azdır. Ülke olarak
endemik bitki türü açısından Avrupa ülkelerinden çok daha
zengin olmamıza rağmen bizde ruhsatlı ürün sayısı 24
iken sadece Almanya’da 870 adet ruhsatlı bitkisel
ürün vardır. Biz de bitkisel ürünler Tarım Bakanlığı
tarafından “Gıda Takviyesi” olarak ruhsatlandırılıyor
ve “ilaç değildir” diye bir ibare ekleniyor. Fakat,
Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı bitkisel ürün
sayısının az olması nedeniyle Fitoterapi
sertifikalı hekimlerin bir kısmı reçetelerine ya
ithal bitkisel ürünleri yazıyor ya da Tarım
Bakanlığı’ndan ruhsatlı gıda takviyelerini
yazıyor. Bu hiç doğru bir şey değil çünkü
bu ürünlerde doz yok endikasyon yok,
içerik analizi yok, standardizasyon yok.
Böyle bir ürünü tedavi amaçlı kullanmanın
ciddi komplikasyonları olabilir. Kimyasal
ilaçlarda olduğu gibi bitkisel kökenli ilaçlarda
da standardizasyon ve doz çok önemli.
Farmakologların babası sayılan Paracelsus
şunu söylüyor: “Her şey zehir olabilir. Zehir olanla
olmayanı ayıran dozudur.” Aynı etken madde ile
kanserden korunabileceğiniz gibi, kanseri tedavi
edebilirsiniz veya kanser oluşturabilirsiniz. Örneğin
zerdeçalda bulunan kurkumin ile veya C vitamini ile
kanseri önleyebildiğiniz gibi, kanser oluşturabilirsiniz
veya kanseri tedavi edebilirsiniz. Burada belirleyici olan
şey, etken maddenin kime, hangi dozda, nasıl ve ne zaman
uygulanacağıdır. Bugün kanser tedavisinde C vitamini yaygın
olarak kullanılıyor önce tedavi dozunu tespit etmek gerekir.
Kişinin yaşı, cinsiyeti, antioksidan enzimlerin aktivitesine göre dozlar
belirlenebiliyor. Eğer hedefe göre doğru dozu belirleyemezseniz kaş
yapayım derken göz çıkarabilirsiniz. Dolayısıyla bitkisel ilaçlarda da
önce standardizasyon sağlanmalı; doğru bitki, doğru içerik analizi,
sağlıklı koşularda paketleme ve sonrasında pre-klinik ve klinik
çalışmalarla doz ve endikasyonları belirlenmeli Sağlık Bakanlığı’nca
ruhsatlandırıldıktan sonra kullanılmalıdır. Bu ise üniversite, sanayi
ve bakanlığın işbirliğini gerektiren uzun bir süreçtir.
Japonya’da kullanılan ilaçların %69’unu bitkisel kökenli ilaçlar
oluşturuyor, Almanya’da kullanılan ilaçların %65’i bitkisel
kökenlidir. Keza Çin’de kullanılan ilaçların %50’sini bitkisel
kökenli ilaçlar oluşturuyor. Ama bu ülkeler aynı zamanda konu ile
ilgili çok ciddi araştırmalar yapıyor ve her yıl bu konuda binlerce