Basic HTML Version
18
/ Bezmiâlem Aktüel 2020
başarılı, çok değerli insanlar var. Onlar da hep
burayı üniversite yapmak için hayaller kurdular,
hatta teşebbüslerde bulundular. Bu teşebbüslerin
bir kısmı anayasa mahkemesinden geri döndü. Son
teşebbüs ise o dönemin başbakanı olan ve bugün de
devlet başkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından gerçekleştirildi.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesiyle 24 Nisan
2010 yılında Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nin
kuruluşu YÖK tarafından tamamlandı. Bizler de ilk
kurucu Mütevelli Heyetinin içinde bulunan kişiler
olarak burada göreve başladık. Tabii, sağlık temalı
bir üniversitenin, pratik eğitim imkanı sunması için bir
hastaneye ihtiyacı vardı. Böylece üniversitenin temeli
de burada bulunan Gureba-i Müslimin Hastanesi oldu.
Üniversite eğitimimize başlamak için hastanenin o
dönemin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ya da o günkü
yönetimden bize devredilmesi icap ediyordu. Bu devir
işlemi 24 Ekim 2010’da yapıldı. O tarihteki ismiyle
Vakıf Gureba Hastanesi’ni yöneten arkadaşlarla
üniversitenin yeni ekibi arasında hastanenin paylaşımı
konusunda bir takım müzakereler de yapıldı. Devir
öncesindeki yönetim ekibi hastanenin Vakıflar Genel
Müdürlüğü bünyesinde daha iyi hizmet vereceğini
düşünüyorlardı. Ama artık üniversite kurulmuştu
ve buranın bir eğitim-araştırma hastanesi olması
gerekiyordu.Gerçekleştirilengörüşmelerinsonucunda
da Vakıf Gureba Hastanesi Üniversiteye devredildi.
O zamanlar hastane, 2010’un imkânlarının da çok
gerisinde, sahra hastanesi gibiydi. Hastaneyi devralır
almaz burada çok ciddi bir inşai faaliyet başladı.
Acilimiz çok küçüktü; Acil, şehrin içerisinde merkezi
konumda olması nedeniyle de hem gece hastaları
hem de gündüz poliklinikleri açısından oldukça
yoğundu. Dolayısıyla Mütevelli Heyeti çok süratli bir
şekilde inşa faaliyetlerini başlattı. Hem acil binası
hem de poliklinik katları hızlı şekilde yapılmaya
başlandı. Üniversitenin kuruluşu ve hastanenin
devralınmasıyla birlikte akademik hayatın burada
başlaması hiç kolay olmadı. Geçmişte, üniversite
teşebbüsünü anayasa mahkemesine götürenler,
o dönemde tekrar harekete geçtiler, üniversitenin
kapatılması için anayasa mahkemesine başvurdular.
Çok şükür anayasa mahkemesi o davayı reddetti.
O dönemdeki olumsuz teşebbüslerin
gerçekleşmemesini sağlayan neden ne idi?
Aslında gerçekleşememe sebebinden önce
‘Üniversitenin kuruluşuna karşı olanların maksadı ne
idi?’ ona bir bakmak lazım. Çünkü gerçekleşememe
sebebi işin doğru olmasıydı ve Anayasa Mahkemesi
bu başvuruyu reddetti. Bunun üzerine Anayasa
Mahkemesine dava açmak isteyen insanların aklında
ne vardı, niyetleri neydi gibi soruları sormak lazım.
Bizim geçmiş 175 yılımızı temsil eden böyle bir
sağlık kurumunun, üniversiteye dönüşümünü
hazmedememek bana göre bir rahatsızlık sebebidir.
Eğer o gün aksi yönde bir karar alınsaydı ve üniversite
yapısının kurulması kararı iptal edilseydi; bu kıymetli
yapı gelişme potansiyeline sahip olamayacaktı.
Bugünkühastapotansiyeli ileogünkühastapotansiyeli
ve hizmet kalitesini mukayese ettiğiniz zaman,
aradaki farkın çok bariz olduğunu görebilirsiniz. Hem
kalite anlamında hem de hizmet çeşitliliği anlamında
neredeyse 10 katı kadar ilerleme kaydettik. Ama asıl