Page 43 - aktuel-27

Basic HTML Version

Bezmiâlem Aktüel 2020 /
43
Nedenler arasında; sigara, alkol, yanlış beslenme,
obezite, hareketsiz yaşam, aşırı güneş ışını (UV),
solaryum, bazı virüsler, bakteriler, radyasyon, çevre
kirliliği, kimyasal maddeler, genetik ve yaş sayılabilir.
Sigara, nargile ve türevleri; akciğer, ağız, yemek
borusu, gırtlak, akciğer, mide, bağırsak, böbrek,
mesane, meme ve rahim kanserleri ile ilişkilidir.
Tütün çiğnemek ve koklamak, oral kanser riskini
artırırken pasif içicilik ise akciğer kanseri riskini artırır.
Ağır alkol almak, ağız boşluğu, yutak, karaciğer,
gırtlak, yemek borusu kanserleri açısından
önemlidir. Meme kanseri riskinin arttığına dair
de kanıtlar vardır. Sigara ve alkol beraberliği, baş
boyun bölgesi kanserlerinin riskini artırır.
Obezite ile hareketsiz yaşam
birlikteliğinde meme kanseri
(yaşlı kadınlarda), rahim, böbrek,
bağırsak, yemek borusu kanseri
riski %30 civarında artar. Vücut
kitle indeksini 25 altında tutarak
bağırsak ve meme kanseri
riskini azaltmak mümkündür.
Çalışmalar, büyük miktarlarda
kırmızı et tüketiminin, tütsülenmiş
etlerin, tuzlanmış etlerin ve tuzun
mide ve bağırsak kanserlerini
arttırdığını göstermektedir.
Beslenmedeki meyve ve sebze oranlarının artışı,
bağırsak ve mide kanseri riskini azaltmaktadır.
Kalori kısıtlaması çeşitli kanser tiplerinden koruyucu
olabilir. Sağlıklı diyet, dengeli karbonhidrat, protein,
yağ ve vitaminden oluşmalıdır. Ultraviyole doğal
gün ışığı ile solaryum, melanom ve diğer deri
kanserlerine yol açabilir. Mümkünse saat 10 ile 16
arasında güneşten kaçınmak gerekir.
İyonizan radyasyon, DNA ve gen harabiyeti ile
muhtemel kanserle ilişkili mutasyonlara yol açar.
Helicobacter Pylori, mide kanseri; Hepatit B ve
Hepatit C virüsü, Karaciğer kanseri; Ebstein-Barr
Virüsü, lenf kanseri; Papilloma virüsü, rahim ağzı
(Serviks) kanseri riskini artırır.
Tüm kanserlerin yaklaşık üçte ikisi potansiyel
olarak önlenebilir. Örneğin; sigaradan uzak durmak,
sağlıklı beslenmek, kırmızı et tüketimini azaltmak,
özellikle işlenmiş ve tütsülenmiş et ürünlerinden
uzak durmak, yemeklerdeki tuz ve şeker yükünü
azaltmak, kanser riskini düşürür. Meyve, sebze, tam
tahıl ve lifli gıdalardan zengin, zeytinyağına dayalı
Akdeniz tarzı bir beslenme biçimi benimsemek, alkol
tüketilmemesi, şişmanlıktan kaçınmak ve fiziksel
olarak aktif olmak, güneş ışığından, radyasyondan,
enfeksiyonlardan korunma ve aşı önemlidir.
Kan yolu ile hastalık bulaştırabilecek eşyaların
ortak kullanımından kaçınılmalıdır (Manikür-pedikür
setleri, şırınga). Özellikle sağlık çalışanları için kan
ve her tür vücut salgısı, bütünlüğü bozulmuş cilt
veya mukoza ile temas sırasında eldiven giyme,
eldiven çıkarıldıktan sonra elleri yıkama, olası bir
vücut salgısı ile temasa karşı önlük, gözlük ve maske
takma alınacak önlemlerdir. Hastalara düzenli
muayene, kontrol ve tarama testleri yapılmalıdır.
Yutma sırasında takılma hissi
veya hazımsızlık, dışkılama ve
idrar alışkanlığında değişiklik,
iyileşmeyen
yara,
kısık/
boğuk ses, inatçı öksürük gibi
bulgular önemlidir. Sonradan
oluşan, meme veya başka
bir yerde fark edilen şişlik,
rektal, vajinal, oral, üriner,
anormal kanama ve büyüyen,
davranışı değişen benler takip
edilmelidir.
Fizik muayene, laboratuvar testleri, görüntüleme
yöntemleri, endoskopik incelemeler, biyopsi ve
gerektiğinde sitopatolojik incelemeler yapılmalıdır.
Eğer kanser tanısı konulursa detaylı bir evreleme
yapılır. Bu kanserin, hastanın vücudunda ne kadar
yayıldığını gösterir ve ona göre tedavi planını
belirlemeyi sağlar ve sonrasında kanser tedavisi
ile uğraşan farklı branşlar arasında multidisipliner
iletişimi sağlar.
Radyasyon Onkolojisi, yüksek enerjili iyonizan
radyasyon kullanılarak kanser tanısı almış hastaların
tedavisi ve takibini gerçekleştiren, bu alanda bilimsel
uygulamalar yapan bir bilim dalıdır. “Işın Tedavisi”
olarak da bilinen radyoterapi, kanser hücrelerinden
oluşan dokuları hedef alarak radyasyon ışınları
ile tedavi edilmesini sağlayan bir uygulamadır.
Radyoterapide kanser hücrelerinin yanı sıra az
miktarda da olsa sağlıklı hücreler de zarar görebilir.
Fakat sağlıklı hücreler, kanser hücrelerine oranla
daha gelişmiş onarım mekanizmalarına sahip