Page 55 - aktuel_sayi_3

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2014 / 3
53
kan sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk gibi şi-
kayetler yanında şüphecilik, hezeyanlar, hayal
görmeler hastanın yakınlarında hem üzüntü
hem de kızgınlıklara sebep olmaktadır. Bu şika-
yetlerin hepsine tedavilerle belli oranlarda yar-
dımcı olmak mümkündür.
Peki; sağlıklı ve huzurlu yaşlanmak mümkün
mü?
İnsanoğlu, zihin faaliyetleri çok gerileme-
den uzun yıllar yaşayabilir mi? Bu sorulara, ce-
vap arayan çalışmalar son yıllarda epeyce arttı.
Yaşlılığın zihin ve beden faaliyetlerinde mutlaka
yıkım yapması gerekmez. Belli ihtiyaçlar kar-
şılanır ve belli birtakım ilkelere sadık kalınırsa
zihin fonksiyonları uzun yıllar sağlam kalabilir.
Başarılı yaşlanmanın da temel şartları olan bu
ihtiyaçlar; hastalık ve maluliyetten korunma,
akıl ve beden faaliyetlerinin iyi olması, üreti-
cilik ve sosyal faaliyetlerin devam etmesidir.
Yaşın epey fazla olmasına karşılık canlılık, başa-
rı ve dayanıklılığın muhteşem örnekleri dünyada
az değildir. Genetik ve kısmet, yaşlanmada el-
bette ki önemlidir. Ancak başarılı yaşlanma ge-
netikten çok tutumlar, davranışlar ve çevresel
faktörlerle ilgilidir. Beslenmenin düzenlenmesi
ve kalori alımının azaltılması, sigara ve alkolden
uzaklaşma, spor yapma, kazaların önlenme-
si, zihinsel aktiviteyi artırma, sosyal aktivitele-
re devam etme, hormonların ve ilaçların doğru
kullanılması uzmanların üzerinde ittifak ettiği
tavsiyeler. Ancak, bu tavsiyelere özellikle orta
yaşlarda uyulmaya başlanması şart.
Ortalama ömrü uzatmak ve zihni korumak için
stresle mücadele etmek gerekir. Yapılan çalış-
malarda sürekli huzursuz, endişeli, kaygılı, stres
içinde olanların %40’ından fazlasında Alzheimer
hastalığının bir ön tablosu olarak kabul edilen
Hafif Bilişsel Bozukluk oluştuğu gözlenmiştir.
Stres hafızadan sorumlu beyin alanlarında ha-
sar oluşturur. Pozitif tutumlar, stres azaltıcı fa-
aliyetler ve metanet çok önemlidir. Depresyon
ve anksiyete gibi psikiyatrik problemlerin teda-
visi beyin ve beden fonksiyonlarının iyileşmesin-
de büyük bir önem taşır.
Aslında, hayat boyu eğitim ve zihin faaliyetleri-
nin sürmesinin beyni yaşlanmaya karşı koru-
duğu iyi biliniyor. Beynimiz biz yaşlandığımızda
da çalışmaya devam edebilir. Beyin gelişiminin
hayatın sonuna kadar sürdüğü gösterilmiştir.
Gecikmeden beyni meşgul edecek faaliyetleri artır-
mak şarttır. Beyin çalıştıkça içinde yeni yollar açılır,
yeni devreler kurulur.
Okumak, bulmaca çözmek, yeni bir dil veya bir
müzik aleti öğrenmeye çalışmak, satranç gibi zihin
açıcı oyunlar öğrenmek-oynamak bu yeni yollar-
dan bazılarıdır ve herkes yapabilir.
Üstelik bu faaliyetlerin bir kısmı başka insanlar-
la birlikte yapılan faaliyetlerdir ve beyni korumada
sosyal iletişimin de önemi vardır. Bu çerçeveden
yola çıkılarak bireylerin yaşlılık döneminde yalnız-
lık hissetmemeleri, bir işe yaradıklarını, bir işi ba-
şardıklarını ve toplumsal sorumluluk duygusunu
tatmaları bakımından önce sosyal ilişkilerini canlı tut-
maları gerekir. Yaşlının sosyal ilişkilerini canlı tutması
demek; aile, akrabalık, komşuluk ve özellikle arkadaş
çevresini genişletmesi kadar hobi ya da hobiler (uğ-
raş) geliştirmesi ile de mümkündür. Sivil toplum ku-
ruluşları faaliyetleri, gönüllü yardım kuruluşlarında
çalışma, yaşıtlarla bir araya gelme, gençlere değişik
konularda yol gösterme çabaları başarılı yaşlanmada
işe yarayan sosyal stratejilerdir.
Zihin, beden ve maneviyat arasında mükemmel bir
denge başarılı yaşlanmanın ön şartlarıdır.
Beden sağlığı için gerekli tedaviler ve tavsiyelere
uymak kadar; hayatla ilgili olmaya devam etmek,
yeni şeyler öğrenmek, zihni ve bedeni çalıştırmak,
pozitif olmak, şükretmek ve kanaatkar olmak, in-
sanlarla ilişki içinde olmak ta çok önemlidir.
Yaşlanmanın ve ölümün çaresi yoktur, ama güzel
yaşlanmak az çok mümkündür.
Unutkanlık ve bunamaya karşı önlemler:
Hayat tarzında değişiklikler yapmak en etkili yöntem-
dir. Hayatla ilgili olmaya devam etmek ve uyarıcı alış-
kanlıklar, hobiler geliştirmek.
Yeni şeyler okumak-öğrenmek.
Düzenli bir şekilde beden faaliyetleri ve spor yapmak.
Sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni takip etmek.
Sigara ve alkollü içecek kullanımını sınırlandırmak.
Stres düzeyini azaltmak ve depresyon-anksiyete gibi
psikiyatrik sorunlarla mücadele etmek.