Page 33 - aktuel-9

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2015 /
33
Osmanlı Devleti nezdinde yapılan tebrikleşme ve kutla-
malar bayramdan 5 gün önce şeyhülislamın sadrazamı
veya daha geç tarihlerde sadrazamın şeyhülislamı ziya-
ret etmesi ile başlamış olurdu. Şeyhülislamın kalabalık bir
maiyetle sadrazam konağına gelmesi alay ile ve belli bir
hiyerarşi içinde yapılırdı. Konağın misafir sofaları ve arz
odası açılır, sadrazam ve şeyhülislam tebrik ve görüşme-
lerini yaparlardı. Ertesi gün aynı şekilde kalabalık bir ma-
iyetle sadrazam alayı dizilir ve şeyhülislama iade-i ziyaret
yapılırdı. Ertesi gün ise ikinci, üçüncü, dördüncü varsa di-
ğer vezirler birbirlerini aynı şekilde kalabalık maiyetleriyle
ve alay ile ziyarete giderlerdi. Her birinin makamı kendi
evlerinin selamlık kısmı idi. Devlet adamlarının genel ola-
rak Sultanahmet civarında oturmaları tercih edilmekle bir-
likte farklı sokak veya uzak olmayan başka mahallelerde
de ikamet etmeleri mümkündü. Böylece birbirlerini ziya-
rete giderken devlet adamlarının renkli ve kıymetli kumaş-
lardan yapılmış kaftanları, onlarla birlikte ziyarete giden
bazı üst düzey memurların, çavuşlarla askerin başlıkları
ve elbiseleri, halkın seyretmekten keyif alacağı bir görün-
tü oluştururdu.
Büyük şehirlerde özellikle İstanbul’da bayram için hazır-
lıklar yapılırdı. Sokaklar elden geçirilir, yolların çökmüş,
bozulmuş kısımlarına kum dökülerek düzlenirdi. Şehirde
yapılan hazırlık sadece sokakların, meydanların hazırlan-
masıyla bitmez, asıl hazırlık evlerde yapılırdı. Bilhassa Ra-
mazan bayramı hatta Ramazan ayı öncesi kap kacağın
kalaylanması veya yenilerinin alınması, turşu kurulması
reçel, murabba gibi tatlıların pişirilmesi hazırlıkların önem-
li bir kısmını oluştururdu. Böylece Ramazan bayramı ve
arkasından gelen kurban bayramının uzun vadede hazır-
lıkları yapılmış olurdu. Bayram boyunca ikram edilmesi
planlanan tatlılar ise her bayramdan hemen önce hazırla-
nırdı. Özellikle cevizli veya kaymaklı baklava, paluze, gül-
lac, kaymaniçe, zerde, çeşitli meyvelerden yapılan mu-
rabbalar yine meyve, çiçek hatta baharat karışımlarından
oluşan şerbetler hazırlanır kahveden önce ikram edilirdi.
Osmanlı döneminde saraydan şehirdeki her hangi bir eve
kadar yemek değilse ikram kahve tatlı ve gülsuyudur.
Saraydaki hazırlık da büyük ölçüde Ramazan bayramı ön-
cesinde yapılmış olduğundan kurban bayramında yalnız-
ca kurbanlar hazırlanır ve tatlılar yapılırdı.
Her iki bayramda da arife günü bir arife divanı yapılır ve
bayram gecesi ana kapı olan Babıhümayun gece yarısın-
dan sonra açılır, devlet adamları ve saraydaki merasime
katılacaklar gelmeye başlardı. Padişah Hırka-i saadet da-
iresinde sabah namazını kıldıktan sonra bir bayramlaşma
merasimi yapılırdı. Topkapı Sarayı’nın orta kapısı olan Ba-
büssaade önüne taht kurulur, padişah buraya oturur dev-
let adamları, ulema ve üst düzey askeri görevliler tahta
karşı dizilirlerdi. Nakibüleşrafın dua etmesiyle tebrikleşme
başlardı.
Orta avluda yapılan bu merasimden sonra bütün katı-
lımcılar ve padişah bir alay tertibi üzere sıralanıp bayram
namazı için selatin camilerden birisine bayram namazına
giderlerdi. Bayram alayı oldukça kalabalık ve zengin bir
görüntü ile saraydan çıkar, halkın önünden geçerek ca-
miye giderlerdi camide padişah yeniçeri ağası tarafından
karşılanırdı. Padişahın alay ile camiye gidip gelmesi şehir
içinde önemli bir hareket ve neşe oluşturur herkes en gö-
rünen şekliyle bayramı idrak ederdi.
Padişahın saraya, devlet adamlarının evlerine dönmesin-
den sonra şehrin küçük büyük meydanlarına salıncaklar,
dönme dolaplar ve atlıkarıncalar kurulurdu. Ramazan
bayramıysa tebrikleşmeler, kurban bayramıysa kurban-
ların kesim ve dağıtım işleri devam ederken çocukların
eğlenebileceği bir şenlik alanı oluşturulurdu.
Ramazan bayramında birinci gün, kurban bayramında
ikinci günden itibaren bir kısım büyükler de meydanlarda-
ki bu eğlencelere katılabilirlerdi. Şehirde bayramın getirdi-
ği neşe ve hareketlilik çeşitli kutlama ve tebrikleşmelerle
daha da canlanırdı. Bu durum devlet tarafından destek-
lenir aynı şekilde saray halkı da kendi içinde birbirlerinin
tebriklerini kabul ederlerdi. Bilhassa 18. Yüzyıl sonrasın-
da bayramların 3. günü ve sonrasında hava müsait ise
Kağıthane, Küçüksu gibi mesire yerlerine gidilirdi.
Osmanlı döneminde bayramlar devlet, saray, şehir ve hal-
kı tarafından birlikte idrak edilen duygusal zamanlardı. Bu
kutlamalarda 19. Yüzyıl itibariyle küçük değişiklikler olsa
da her zamanın kendi değerleriyle birlikte fasılasız bir şe-
kilde kutlama ve tebrikleşmeler devam etmiştir.
Padişahın alay ile Topkapı Saray’ndan çıkışı