Page 52 - aktuel-9

Basic HTML Version

52
/ BezmiâlemAktüel 2015
ğimde vakur bir atmosfere sahip orta bahçemize.
Çok yabancılığını çekmediğim canım İstanbul’umun,
bilmediğim bir üniversitesinin bahçesindeki güneş-
ten ısınıp sıcaklaşan ve yeni cilalanmış gibi duran
yalnız belediye bankına oturdum, girmemin ardından
orta bahçemize. Etrafı seyrettim öncelikle, ağaçlar
üzerinde yuvalanmış kuş cıvıltılarını dinledim hemen
ardından, yeni biçilmiş çimenlerin kokusunu ciğer-
lerim patlayacakmış gibi içime çektim son olarak.
Böylece yaşamış oldum Bezmiâlem’ i ve daha da bir
aşık… Artık üniversiteliydim o anlardan itibaren, yeni
bir süreç başlıyordu… Kimseyi tanımıyordum bana
yardımcı olabilecek veya yol gösterebilecek, zaman-
la edindim bunları. Olsaydı yardım edecek o vakitler
belki de daha farklı olurdum şimdilerde. Bir kez daha
diyorum bakın eğer yoksa sizin de tanıdığınız veya
yardımcı olabilecek bir akrabanız, hiç çekinmeden
gelebilirsiniz benim yanıma. Tabii ki bir şartla, ola da
çayı unutayım demeyin sakın.
Okuluma muhabbetimi artırıp, sevgimi de pekiştir-
dikten sonra fakülte hayatı bekliyordu beni, hazırlığı
da bitirdikten sonra elbet. Fakülte hayatını tek cüm-
le ile anlatmak gerekirse: “Biz kim olmak istersek o
oluruz.” diyebilirim. Örneklendirerek devam edelim
mesela, ben hocalarımdan birisi gibi olabilirim ama
bu sefer seçtiğim hocanın kopyası olmuşmuş olu-
rum. Aksine hocalarımdan birini idol alıp İslam Çakır
olabilirim, bilmem anlatabildim mi?.. Buyurun gelin
bunu da uzun uzadıya konuşalım.
Onun dışında mezun olana kadar geçen sürede ken-
dimize hiçbir şey katmadan sıradan bir doktor, acil
tıp teknisyeni, eczacı, laborant veya fizyoterapist…
olarak mezun olmamalıyız. Peki, ne yapalım? Şun-
ları yapalım örneğin, kulüplerimizin sosyal sorumlu-
luk projelerinde görev alalım, hocalarımızla birlikte
bilimsel çalışmalarda bulunalım, bunlarda kesmedi
mi yeni projeler üretelim… Eminim ki hocalarımız da
bizleri heybelerimizi doldurmamız konusunda des-
tekleyeceklerdir. Sonunda da BİZLER vatana, mil-
lete ve insanlığa hayırlı bireyler olmuş olmaz mıyız?
BİZLER yani GENÇLER…
Hani derler ya hep “sizler bizim geleceğimizsiniz
gençler!” diye. Bence yanlış. Biz geleceği değil şim-
disiyiz vatanımızın. Eğer bizler şimdi bir şeyler yap-
maz isek, biz şimdi ülkemize ve insanlığımıza mes-
net olmaz isek, bu millet (Allah muhafaza) istikbalde
tökezler ve ahirinde düşer. Bir şair ağabeyimizin de
dediği gibi biz Diriliş Erleri… Üniversite gençleri ola-
rak zihinlerimizin en dinamik çalıştığı dönemlerde-
yiz, bunun avantajını şu anda değerlendirerek bizle-
re çağ atlatacak projeler üretmeliyiz. Unutmayalım
ki Fatih İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında idi!
Biraz da sizlere, az önceki diriliş ruhlu paragraftan
sonra, fakülte hayatımda en değer verdiğim ikinci
hatta üçüncü varlık olan çaydan bahsedeyim. Çay
olmazsa olmazdır benim için serin havalarda. Sa-
dece benim için değil muhabbetler içinde öyledir.
Sizlere şu latifede de bulunayım; nerede bir cümle
kurulsun ve eğer ki içinde çay geçsin oralardan ay-
rılmayın muhakkak ben yakınlardayımdır. Bu satırları
okurken belki merak ettiniz belki unuttunuz en kıy-
metli birinci ve ikinci varlığın ne olduğunu. Hemen
söyleyeyim, ikincisi çay eşliğinde dostumla ettiğim
muhabbettir ve birincisi de o söz öbeği içerisinde ki
“DOST” tur. Belki soracaksınız şimdi. Nerede senin
Allah sevgin, peki ya Peygamber’inin (sav) sevgisi,
aileyi nereye koyalım, ya hocalarımı ne yapayım? O
zaman hemen paragraf başına dönelim bu sorular-
dan birini veya bir kaçını sorduysanız “…fakülte ha-
yatında en değer verdiğim…”. Hocalarım için gerekli
açıklamayı az evvelki tırnak arası içerisinde barındır-
madığı için şöyle izah edeyim, onlar karşılıksız sevgi
beslediğim birer Leyla’dır benim için. Hocalarımın
yanına üniversitede tanıştığım ağabey ve ablalarımı
da eklemek isterim. Mecnun nasıl aşkı için sevdiyse
ben de Allah için sevdim …
Son olarak, amacım da şudur aslında benim: Üni-
versitemde herkesle dost olabilmek. Çünkü biz bir
vakıf geleneğinin parçasıyız ve vakıf geleneğindeki
insanlarda daha iyi hizmet verebilmek için topluma,
birer dost hatta daha da ötesi birer aile gibi olmalıdır.
Büyük Bezmiâlem ailesi projesini dirilttiğimiz zaman
kurtulmuş olacağız belki de. Belki de sayemizde
zincirleme bir reaksiyon oluşup dünya kurtulacak.
Düşünür müsünüz bir bunun parçası olduğunuzu…
Gel seninle ülfet edip bu aileyi kuralım o zaman ey
kardeşim.
Gel seninle Bezmiâlem ruhunu diri tutalım o zaman
ey dostum.
Gel seninle vatanımızın felahı için çalışalım o zaman
ey arkadaşım.
SELAM VE DUA İLE.