Page 37 - BAVU-Aktuel

Basic HTML Version

poliklinik hizmeti oluşturmaktadır. Eğitim, araştırma gibi öncelikli
görevi olan kurumlar kendilerini döndürebilmek için bazal hizmet
üretim yarışına girmişler hastaneler ciroları-poliklinik sayıları, acil
sayıları ve gelirleriyle ölçülür olmuşlardır. Hangi hastanenin nekadar
performans verdiği dikkate alınarak TUS tercihleri yapılmaya
başlanmıştır. Hedefi para geliri olan sistem ortaya çıkmış geçim
derdindeki hekimler de bu sistemin bir parçası olma durumunda
kalmışlardır. Bu uygulamanın Doğal bir sonucu olarak başta eğitim-
araştırma ve hizmet kalitesi olmak üzere uzman-öğretim üyesi;
asistan-öğrenci ve hasta açısından birçok konuda ciddi ve ortak
sorunlar ortaya çıkmış, mevcut sorunlar derinleşmiştir. Bu konuda
üniversiteler ve YÖK eğitim-araştırmanın önemini-performans
karşılığını ortaya koyamamış, savunmasını yapamamış, önemini
anlatamamıştır. Temel anlayış hasta hizmeti, ücretlendirme de buna
bağlı olunca eğitimcinin (Doç-Prof) değeri daha da diplere vurmuştur.
Eğitim veren kuruluşlar Üniversiteler ve
EAHastaneleridir.
1- EAHastaneleri
E (eğitim) ve A (araştırma) işini bırakmış hizmet performansına
yönelmiştir, akademik bilgi açısından kendilerini geliştirmek,
uzmanlık öğrencilerine bilgi ve deneyimlerini artırmak için zaman
bulamamaktadırlar. En yüksek alan hastanede: (asistan-uzman sayısı
az- geliri yüksek)
Uzman maaş:
2.161 TL, Sabit Ödeme: 1.300 TL, Toplam: 3.461 TL
Ek ödeme (performans): 6.058 TL
TOPLAM: 9.519 TL
Eğitim sorumlusu maaş:
2.400 TL, Sabit Ödeme: 1.431, Toplam: 3.831
TL Ek ödeme: 7.985 TL
TOPLAM: 11.823 TL
Genel olarak Performans: İstanbul için bu miktar ortalama 1500TL-
4.000 TL arası ortalama 2500 TL dir..
EAH’lerindeki yeni uygulama kapsamında şeflik sistemi ortadan
kalkmış eğitim ve idari sorumlu görev tanımları uygulamaya girmiştir.
Her ne kadar sistem henüz oturmamış ve eski sisteme ait uygulamalar
kısmen de olsa devam etse de yeni sistem EAH’lerindeki hekimlerin
özlük haklarında etkin bir iyileştirme sağlamayacaktır.
2- Vakıf Üniversiteleri
2 kısımdır:
a- Gerçek vakıf üniversiteleri (Bezmialem, Amerikan gibi)
b- Özel hastaneden devşirme Vakıf üniversiteleri
Aradaki fark: Birincisinde Ana hizmet SGK üzerinden yürür, gerçek
hedef eğitim ve araştırmadır, gerçek üniversite gibi çalışırlar, ikincisinde
hedef üniversite adını almak, prestij elde etmek, vakıf üniversitelerine
sağlanan avantajlardan faydalanmaktır, özel hastane mantığı ile
çalışırlar.
Ücretlendirmeler farklı olmaktadır:
Gerçek vakıf üniversitelerinde:
Ortalama Uzman Maaş:
6000 TL, Doçent Maaş 8000 TL, Profesör
Maaş: 10.000 TL olmakta (SGK primleri bu ücretler üzerinden
yatırılmakta),
Vakıf kisvesi altındaki özel hastanelerde (salt gelir bazlı çalışır- özel
hastane ile vakıf üniversitesi yan yana çalışır):
Bazı üniversitelerde: Öğretim Üyeleri: maaş yok: hak ediş üzerinden
ücretlendiriliyor,
Bazı üniversitelerde maaş belli değil Doçent:10-12.000 TL, Profesör:
15.000 TL civarında (SGK pirimi çok değişken), sıklıkla hak ediş bazlı
ücretlendirme yapılmakta.
Vakıf Üniversite Hastanelerinde SGK ücretleri üzerinden %90 fark
Sonuç olarak: Yukardaki ücretlendirmelerden eğitimci olamanın,
araştırma yapmanın katkısının minimum olduğunu görmek
mümkündür, bu anlayışla sistemi ileriye götürmek mümkün değildir.
Sayılara bakarak sonuç çıkarmak çok yanlıştır, yarın insanlar şunu
soracaklardır: Bu hızlı sistemle teşhis ve tedavi olmazmış, biz tedavi
olduk zannediyorduk, bize bunu niye anlatmadınız?
Gerçek Eğitimciler (akademisyenler) uygun ortamda yetişirler,
hizmet yükünün altında ezilerek eğitim araştırma yapılamaz,
öğrenci,asistan, uzman yetiştirilemez. Eğitimin ayrı ücretlendirmesi
olmalıdır, bu konuda yönetimi Üniversiteler, MEB yapmalı, Sağlık
Bakanlığı hizmet ağırlıklı kurumlarda söz sahibi olmalıdır. Birlikte
çalışmaları arzulanır ancak anlayış farkı- kültür çatışması mevcuttur.
Sağlık sisteminde Üniversite- hizmet hastaneleri- özel hastane
-vakıf üniversiteleri bir bütündür. Üniversite sistemi rehabilitasyona
ihtiyaç duymaktadır ancak mevcut uygulamalar Yıldız yetiştiren
Devlet Üniversitelerini bitirme noktasına getirmiş içini boşaltmıştır
(Kaliteli bütün Özel Hastane ve Vakıf Üniversitelerinin mevcut lider
kadroları bonservis bedelsiz Devlet Üniversitelerindendir. Devlet
Üniversiteleri Yıldız Hoca yetiştirmekte, bunları bedelsiz transfer
edenler Şampiyonlar Liginde oynamakta, yetiştiren kurumlar ise
küme düşmektedir. Bu anlayış tersine dönmesse yarın o yıldızlarda
yetişmeyecektir, ancak kendini yıldız görenler (her alanda olduğu gibi)
olacaktır.
Yakın gelecekte hekim yetiştiren Kaliteli (ekip çalışmasının bozulması
ve hafıza silinmesi nedeniyle birikimli kurumlar düz kurumlar haline
gelecektir) kurumlar kalmayacak sağlık sistemi daha büyük yaralar
alacaktır. Politika oluşturanlar geçici kazançlara değil kalıcı – birikime
(akademisyen) değer veren ve geliştiren projeler üretmelidir, vizyonlu
akademisyenlerle işbirliği içinde çalışmalıdır. Akademisyenler de salt
kendilerini düşünmemeli, yetiştikleri kurumların ayakta kalması ve
gelişmesi için, hatalı tarafların düzeltilmesi konusunda katkı vermeli-
mücadele etmelidir.
alınabilmekte (her ne kadar yetmese de), bu yolla SUD fiyatlarını aşan
masraflı hastaların tedavisi kuruma yük olmamakta, maaşlar ve
performans daha rahat ödenebilmektedir.
Vakıf kisvesi altında çalışan hastanelerde ise farklı isimler
altında resmi farkların çok üzerinde fark alınmakta- yeterince
denetlenmemekte, bu uygulama da doğru çalışan kurumlar için
haksız rekabete yol açmaktadır.
3- Devlet Üniversiteleri
Gerçek anlamda öğretim üyesi yetiştiren kurumlardır (Uzun yıllardır
hizmet veren- birikimi olan köklü kuruluşları kastediyorum, kadrosu
olmayan tabela üniversitelerini değil!) en çok haksız rekabete
uğrayan, en sorunlu ve kompleks hastaların fark alınmadan
araştırıldığı, tedavi edildiği, eğitim ve araştırmanın liderliğini yapan
kuruluşlar.
Eğitim ve araştırma ana hizmet konusu olan bu kuruluşlarda
ücretlendirme maalesef devlet hastaneleri mantığıyla yapılmakta,
eğitim ve araştırmanın öğretim üyelerine hiçbir gelir getirici katkısı
bulunmamaktadır.
Doçent Maaş: ortalama 3000 TL, Profesör Maaş: 4100TL,
Döner Sermaye geliri ortalama: 2500 TL, + performans 1000 TL.
Vakıf üniversitelerinde görev yapan hekimlerin en önemli sorunu
sözleşmeli personel olarak görev yapmaları ve iş güvencelerinin
mütevelli heyetinin vereceği kararlara bağımlı olmasıdır. Devlet
üniversitelerinde şu anda böyle bir sorun yok gibi gözükmektedir
ancak Cumhurbaşkanlığına sunulan ve kamuoyunda “yeni YÖK
yasa taslağı” olarak bilinen taslak metinde devlet üniversitelerine
de benzer bir uygulama getirilmek istenmektedir. Devlet
üniversitelerinde var olan düşük maaş sorununa bir de yeni yasa
taslağında ön görülen uygulama eklendiğinde durumun hekimler
açısından daha karmaşık olacağı açıktır.
35
Bezmiâlem
aktüel
/ Temmuz 2013