Page 36 - aktuel-17

Basic HTML Version

36
/ BezmiâlemAktüel 2017
Hastayla iletişim kurabilmek zamanla geliştirilebilen bir sanattır.
Söz konusu kanser gibi zor bir hastalık olduğunda bu sanat, daha çok özen istiyor.
İletişimi, tedavi etmemiz gereken hastaların yanında yönlendirmek ve teselli
etmek zorunda olduğumuz hasta yakınları ile de kurmak durumundayız.
Ancak, hasta yakınlarını yönetebilmek bazen çok kolay olmuyor.
HASTAYLA
İLETİŞİM SANATI
DOÇ. DR. ALPASLAN MAYADAĞLI /
BVU TIP FAKÜLTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ANABİLİM DALI
Ben masanın üzerindeki dokümanlara bakarken
odada kaşlar, gözler, ellerle oynanan sessiz bir film
başlıyor. Arka plandaki stresli ortamı fark edip işaret
dillerine eşlik etmezsem, yakınlarından biri hastaya
istemedikleri bir şey söyleyeceğim diye heyecandan
bayılabilir. Bu konuda biraz tecrübelendim. Hastanın
göremeyeceği bir şekilde, yakınları içindeki sözcüyü
tespit ederek ona isteklerini anladığımı ifade eden bir
hareket yaparak içlerini rahatlatırım. Hasta yakınları, bu
iletişim şekline bazen kendilerini o kadar kaptırıyorlar
ki, bu arada hastanın bu sahneleri yakalayabileceğini
tahmin etmiyorlar. Hasta bunu görürse herhalde
ölüyorum diye düşünür. Hastayı endişelendirmeyeyim
derken, bir anda hasta hemen öleceğini zannedip
bu durumun kendisinden gizlendiğini düşünebilir. Bu
senaryo çok nadir de değil, çok sık yaşıyoruz.
Bunun yanı sıra, yakınları hastalığının bilinmesini
istemiyor diye, aslan gibisiniz, hiçbir şeyiniz yok
basit yaklaşımı şikayeti olan ve ağrıdan kıvranan
bir hastayı tatmin etmeyecektir. Hastanın gözünde
böyle bir açıklama bizi ilgisiz gösterir. Bu hassasiyet
kültürle ilişkili bir şeydir. Biz duygusal bir toplumuz.
Aile kavramımız ve sahiplenme yönümüz orijinal
batılılardan farklıdır.
Ancak, hastayı bu konuda incitmeden bilgilendirmek
ve güçlendirmek gerekiyor. Sonuçta bu tedaviler
hastaya yapılacak. Kaçınılmaz muhtemel yan
etkilerden bahsedip onu hazırlamazsanız, hasta daha
tedavinin ilk dönemlerinde pes eder. Hastaya katkı
sağlayacak tedavileri tamamlayamamasına, belki de
tam şifa ihtimali bulunan ancak yan etkileri de olan
tedavileri baştan reddetmesine neden olacaktır. En
ideal yaklaşım, hastaya yanında olduğunuzu, sonuna
kadar mücadeleyi hep birlikte yapacağınızı söylemek,
hastanın korku, kaygı ve endişelerini paylaşmaktır.
Yakınlarının ilgisi yanında, doktorunun da mevcut
tıbbın tüm imkanlarını eksiksiz sunacağını bilirse bu
güven duygusu tedavi sürecini çok kolaylaştırır.
Yıllar önce, babaları ileri evre akciğer kanseri olan
ve birbirine çok düşkün bir aileyle karşılaştım. Önce
iki kardeş babalarının sonuçlarıyla birlikte yanıma
geldiler. Sonuçlar hakkında bilgileri vardı, babalarının
annelerine çok düşkün olduğunu, kanser olduğunu
Bazı hasta yakınları doktora keşif ve programlama vizitleri yapabiliyorlar. Hastaları
olmadan önce kendileri geliyor, hastayı getirdiklerinde dikkatli konuşmamızı,
kanser kelimesini bile telaffuz etmememizi tembihleyerek hastaya mühim bir
hastalığı olmadığını, tahlillerden kist vs. gibi ciddi olmayan bir sonuç çıktığını
söylememizi istiyorlar. Bir kısmı bu konuda çok yeteneklidir. Kapıdan sekreter
aracılığıyla doktora haber gönderiyor ya da kapının önünden doktoru izliyorlar. İlk
fırsatta odaya sızarak, ‘Hastamız birazdan size gelecek, hastalığının ciddiyetini
ve evresini bilmiyor. Biz de söylemedik, sizden de söylemenizi istemiyoruz’
şeklindeki uyarı ve isteklerde bulunabiliyorlar. Bazen de ön görüşme ve uyarılarını
yapmaya fırsat bulamayan hasta yakınları var ki, bence daha fena. Hastayı biraz
öne oturtup kendilerini onun arkasında kalacak şekilde konumlandırıyorlar.