Page 11 - AKTÜEL DERGİ 18. SAYI

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2018 /
11
gördüysem onu yazdım’ diyor. Görmediğini de
görenlerden dinleyip yazar. Dedemin şiirlerinde süs
yoktur. Şiirlerinde Servet-i Fünun
adetleri yoktur; millet aşkı, vatan
aşkı vardır. Bu nedenle pek çok
şair ve yazardan ayrılır. İttihatçıları
da Abdülhamidi de eleştiren şiirler
yazar.
Abdülhamid'in
tahttan
indirilişi ile ilgili yazdığı şiirden
pişmanlık duyar ve arkadaşlarına,
‘Ben düzelir de ayağa kalkarsam
bazı şeyleri tekrar düzelteceğim’
diyor. Bunu özür mahiyetinde
Abdülhamid Han için söylüyor.
Şiirinde, ‘Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!’
diyor ve hatasını kabul ediyor.
Dedenizin Balkanlar’daki tanınırlığı nedir?
Arnavutluk’tan yeni geldim, üç kez de Kosova’ya
gittim. Orada dedemin amca torunu Adem dede
vardı. Vefat edeli nerdeyse 5-6 ay oldu. Onun evine
gittik. Okulların adları Mehmet Akif Ersoy’du. Türkçe
bilmiyorlar ama isimler öyle. Fakat Arnavutluk çok
enteresan bir ülkedir. Osmanlı toprağı. Tiran eskiden
camiler şehri diye anılırmış, çok fazla cami varmış.
Şimdi 5 tane filan kalmış. Kimse Türkçe bilmiyor. Panel
vardı. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Vakfı ve
Tiran Üniversitesi’nden hocalar kendi Mehmet Akif’ini
anlattı. Diyorlar ki, Mehmet Akif Ersoy’u Türkiye’de
tanıyorlar ama burada bilmiyorlar. 'Çalışmalarınız
Balkanlar ve bilhassa Arnavutluk’ta yoğunlaşsın'
diyorlar. Şimdi Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
bünyesinde bir enstitü kurdu. İlk toplantı İstanbul’da,
ikinci toplantı Arnavutluk’ta yapıldı. Mısır’a gitsek,
Kahire Üniversitesi’nde yapsak diye düşündük,
inşallah gerçek olur. Hilvan’daki evi
görmek istiyorum. O evi bulmuşlar,
bazı guruplar ziyaret etmişler fakat
ev sahibi korkup sokmamış. O ev
keşke alınsa ve müze haline getirilse
güzel olur. Kitaplar gönderilir,
resimleri konur, anma yapılabilir.
Dedem Fatihli ama Bayramiç
doğumlu gözüküyor. Babası oraya
vaaz vermeye çağırmışlar. Orada
bir süre kalmışlar. Nüfusunu da
değiştirmeye gerek duymamış.
Kaldıkları ev bir ara yıkılıp yerine otopark yapılmış.
Şimdi resimlerden yola çıkılarak Osmanlı mimarisi
ile yeniden restore edildi. Müze haline getirmişler.
Dedemin hem bal mumundan heykeli hem de nüfus
kağıdı vardı.
Dedenizin Batı edebiyatı ve lisanlarına olan
ilgisinden bahseder misiniz?
Dedem, Fransız yazarlarının eserlerini hep Fransızca
okumuştur. Ayrıca Arapçayı, Farsçayı çok iyi biliyor.
Türkçe’nin lehçelerini de çok iyi kullanıyor. Her şeyden
önce çok iyi bir dinleyiciymiş. Çünkü veterinerlik ve
ziraat müfettişliği yaptığı dönemlerde Anadolu’yu
karış karış dolaşıp insanlarla bir arada olmuş, onların
dertlerini dinlemiş, konuşulanları yazılarına yansıtmış.
Çanakkale’yi Çanakkale’de değilken yazdı. Bu bir
beceridir. İnsanların karakterini yansıtmış. En güzel
örneği Seyfi Baba şiiridir.