Page 9 - AKTÜEL DERGİ 18. SAYI

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2018 /
9
Ailenizde veterinerliğe ve tıbba yatkın bir taraf da
var değil mi?
Ben çocukken veteriner olmak çok istedim. Malum
kızlar için zor ve ağır bir meslek diye düşünüldü ve
göndermediler. Dede veteriner, baba veteriner. Yine
yeğenim de doktordu, onun kızı da doktor oldu.
Hayvanları çok seviyorum ve onlara karşı hiç korkum
yoktur. Kedilerim var, sokaklardaki köpekleri beslerim,
onlardan korkmuyorum. Yaşlandıkça hayvanlar bana
daha yakın gelmeye başladılar.
Dedenizin olduğu iddia edilen 9 cüzlük Kur'an-ı
Kerim meali ile ilgili size ulaşan bilgiler nelerdir?
O’nun dediler. M. Ertuğrul Düzdağ’ın eline şöyle
geçmiş olabilir. Dedem Kur’an-ı ilk çevirmeye
başladığında hem anlaşma gereği
Diyanet’e hem de eniştem Ömer
Rıza Bey’e gönderirmiştir. ‘Olur
verdikten sonra geri gönderin,
ben de temize çekeyim’ dediği
söylenir. Belki Ömer Rıza eniştemin
vefatından sonra Sahaflara düşen
kitaplarının içinden çıkmış olabilir.
Tanrı Buyruğu adlı kitabında çok
alıntılar olduğu söylenir. O kitap
ilk çıktığında bana gönderdiler.
Açıkçası hoş karşılamadım. Netice
olarak dedem tatmin olmamış,
vermek istememiş ve en önemlisi de artık hayatta
değil. Keşke çıkmasaydı diyorum. Açıkçası ben
üzüntü duydum. Sırf ele geçti diye yayınlamak bana
doğru gelmedi. Hiç olmazsa aile olarak bir olurumuzu
alsaydılar, belki yapma derdik ya da yapın derdik.
Kitabın dedenize ait olduğu konusundaki
kanaatiniz nedir?
Net bir şekilde dedemin olup olmadığını söyleyemem.
Üslubuna bakınca olabilir diyorum. M. Ertuğrul
Düzdağ, Sebilürreşad dergisini durmadan basıyor,
çeviriler yapıyor. O dedikten sonra inanırım. Çünkü
dedemin yazılarına çok vakıf bir insandır. Bütün
hayatını neredeyse dedemin eserlerine vakfetmiştir.
Dedem gece bir noktasını yanlış yaptım diyerek
uyanıp baştan aşağı yeniden düzenleyen bir insandır.
Eşref Edip Fergan, tercümeyi okuyunca müthiş ve
çok güzel olduğunu bildiren bir mektub yazmış.
Dedem yine de teslim etmek istemiyor. Çünkü
endişe duyuyor. Zaten bu teklifi meal olmak şartı
ile kabul ediyor. Bir mektubunda ‘Kur’an-ı Kerim,
tercüme edilemez, tercümemden
utandım. Birisi Allah’ın kelamı biri
Akif kulunuzun meali’ diyor. O
dönem ezanlar Türkçe okunuyor,
namazlar Türkçe kılınıyor, Kur’an
Türkçe olsun isteniliyor. Dönemin
şartlarında ‘Bunlar benim mealimle
mi yapılacak, ben bu vebalin altına
giremem’ diyerek tek taraflı fesih
ediyor. Yine Elmalı Hamdi’ye ya
da Eşref Edip Fergan’a gönderdiği
söyleniyor. Aldığı 1000 liranın
1 kuruşuna dahi dokunmuyor.
Dönerken hastalanıp öleceğini tahmin edince Yozgatlı
İhsan Efendi’ye verip ‘dönebilirsem gözden geçiririz
ama dönemezsem yakarsın’ diyor. Yozgatlı İhsan
Efendi’nin kıyıp da yakamadığı ve çoğalttığı söyleniyor.
İsmail Hakkı Şengüler bir röportajında ‘Çekmeceden