Page 22 - AKTÜEL DERGİ 19.SAYI

Basic HTML Version

22
/ Bezmiâlem Aktüel 2018
İstanbul, önemli bir şehirdir. Bunu, İstanbul hakkında
herkesin konuşmasından anlıyoruz. Öncelikle bir
şehre nasıl bakıldığını ve yöntemsel açıdan nasıl
değerlendirildiğini masaya yatırmamız gerekiyor.
Şehre ilk baktığımızda gördüğümüz İstanbul’un bir
mekanlar kompozisyonu olduğudur. Büyük binaların,
meydanların, konutların, yolların ve diğer mevcutların
bir şuur, bilinç ve tercih neticesinde nizami bir şekilde
yerleştirilmiş olduğunu görüyoruz. Şehir mekanları
kompozisyonuna uzaktan baktığınızda bir siluet
görüyorsunuz. Siluet, şehir hakkında bir fikir verir, sonra
şehrin içine girdiğiniz zaman yapısı, düzeni, dokusu ve
yapıları bu fikri tamamlar ve onunla bütünleştirir. Şehir
yapay bir mekanlar kompozisyonudur. Çünkü doğada
şehir diye bir oluşum mümkün değildir. Bu yapay
kompozisyonu üreten ise toplumdur. Toplum kendi
bilinçli tercihleriyle şehir mekanlarını bir kompozisyon
halinde üretiyor. Sonra bu mekanın içinde yaşıyor,
yaşadıkça mekanlar da toplumu etkiliyor. Şehri çoğu
kez mekanlardan ibaret zannederiz. Mekan insanın
yaşaması için gerekli olan minimal şarttır. Mekan
olmadan insan olmaz. Şehrin iki temel unsuru vardır;
biri şehrin mekanlarıdır, diğeri ise şehirde yaşayan
şehirli hayatıdır. Şehir dediğimiz zaman mekansal
kurgu ile şehirli hayatının birleşimini ve etkileşimini
anlamamız gerekiyor.
Toplumun ihtiyaçları zamana bağlı olarak sürekli
değişiyor. O zamanki toplumun onlara ihtiyacı
vardı, bu zamanki toplumun bu düzene ihtiyacı var.
Toplumun ihtiyaçları sahip olduğu düşünce yapısına
göre şekilleniyor. Mekansal ihtiyaç da bu kuraldan
bağımsız değildir. Düşünce yapısını ise bireyin ve
toplumun inandığı değerler sistemi biçimlendirir. Birey
ve toplum inandığı değerler sistemine göre bir hayat
tarzı tasavvur eder. Bu hayat tarzı kuşkusuz yukarıda
da değinildiği gibi bir mekansal kurguyu gerektirir.
Kısacası şehir, değerler sistemine dayanan iradi
tercihlerin yaşanması için oluşturulan bir mekanlar
kompozisyonudur. Yaşamak bir hareketler ve eylemler
bütünü olduğundan, şehirler de bu hareket eylemlerini
gerçekleştirecek bir biçimde inşa edilir.
Toplum kendi duygu ve düşüncelerini yaşayabileceği bir şehir bulamazsa onu
ya inşa eder ya da başka bir şehri yaşayabileceği şekle dönüştürür. Toplumun
önce İstanbul’da yaşamak istediği hayat tarzı hakkında kesin bir karar vermesi
gerekmektedir.
MEDENİYET
TASAVVURUNU
YENİDEN İNŞA ETMELİYİZ
PROF. DR. SADETTİN ÖKTEN