Page 22 - aktuel-21

Basic HTML Version

22
/ Bezmiâlem Aktüel 2018
Daha sonra Atatürk’ün bilgisi dâhilinde ikinci bir
parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kuruyorlar.
Parti varlık göstermeye ve güçlenmeye başlayınca
da kapatılıyor. ‘Şeyh Sait İsyanı’ bahane olarak
gösteriliyor. Annemin bahsettiği haksızlıklardan biri
bu suçlama.
Tüm bunların üzerine, Atatürk’e gerçekleştirilmesi
planlanan suikast girişiminde de paşaların ismini
bulaştırıyorlar. Kazım Karabekir Ankara’daki
evinden, ‘İsmet seni çaya çağırıyor’ diyerek alınıyor.
İsmet Paşa’nın bu davetten haberi yok. İzmir
İstiklal Mahkemelerinde Elhamra Sinemasında,
hiç biri hukukçu olmayan Aliler Divanı tarafından
idamla yargılanıyorlar. Babamla birlikte yargılanan
diğer isimler; 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa,
Rauf Orbay, Refet Bele… gibi İstiklal Harbimize
öncülük yapmış ve başarı kazanmış komutanlar yer
almaktaydı. Yani Mustafa Kemal Paşa ile Anadolu’ya
ilk çıkan insanlar.
Anadolu’ya çıkma olayını da şöyle özetleyeyim;
Mustafa Kemal İstanbul’da kulak ameliyatı olmuş,
yatıyor. Karabekir kendisini ziyarete gidiyor. Doğuyu
kurtarmış, Nahcivan’ın kurtuluşunu sağlamış ve
Bakü’ye gitmek üzere İran-Tebriz’deyken “Mondros
Ateşkes Anlaşması imzalandı. Geri dön” emri alıyor.
Gemiyle geri döndüğü zaman, İstanbul’u işgal
altında görüyor. Orada yemin ediyor; “Tek dağ başı
mezar oluncaya kadar çarpışacağım.”
Sonrasında araştırma içine giriyor, kendisini tekrar
Erzurum’a göndertmek için. Ne hikmetse Tekirdağ’a
gönderiyorlar. Tekrar 15.Kolordunun başında
Erzurum’a gideceğini garantiledikten sonra Mustafa
Kemal Paşa’ya çıkıyor ve şöyle diyor:
"Paşam, İstanbul’da kalmakla bir şey elde edemeyiz.
Ben 15.Kolordunun başına gidiyorum. Sizi bütün
kolordumla destekleyeceğim." Mustafa Kemal
İstanbul’dan Erzurum’a giderken, önce Samsun’a
çıkıyor. Padişah tarafından Mustafa Kemal’e
verilen emir ise çok acı: “Git Türklerin silahlarını
topla, isyanlarını bastır.” Çünkü Padişah, esir
konumunda olduğu için “Git vatanını kurtar!” emri
veremiyor. İngiliz ne söylerse, o da onu tekrarlıyor.
Mustafa Kemal ise Amasya Genelgesi’nde “Vatan
bütündür, bölünmez. Millet bütündür, bölünmez”
diyince, İngilizler rahatsız oluyor. Padişaha baskı
yaparak Mustafa Kemal’in tutuklanmasını istiyorlar.
Padişah da bu emri Karabekir’e veriyor. “Mustafa
Kemal’in tüm yetkileri ile birlikte görevini sana
veriyorum. Derdest et, İstanbul’a gönder” diyor.
Karabekir bu durum üzerine saraya ret cevabı
yazıyor: “Ben Mustafa Kemal’i tutuklamam. O bu
vatan için çalışmalı.” Mustafa Kemal azledileceğini
duyunca 7-8 Temmuz gecesi tüm rütbelerini sökerek
askerlikten istifa ediyor. 9 Temmuz’da da Kazım
Karabekir, Mustafa Kemal’i ziyarete gidiyor. Mustafa
Kemal tedirgin oluyor. Karabekir’in onu tutuklamaya
geldiğini düşünüyor. Kapı açılıp Karabekir bütün
haşmetiyle içeri girip, “Dün olduğu gibi bugün de
bütün kolordum ile emrinizdeyim paşam!” diyor ve
bizim kurtuluş yıldızımız parlıyor. İstiklal harbi öyle
kazanılıyor.
Ondan sonrasında Erzurum Kongresi, Sivas
Kongresi ve sonrasında da TBMM açılışı…
TBMM’nin o günlerde aldığı en önemli karar çıkıyor.
İstanbul’u İngiliz, Fransız, İtalyanlar tarafından
paylaşılmış, padişahın hiçbir yetkisi kalmamış,
güneyde İtalyanlar, doğuda ise Ermeniler vardı. Tam
da böyle bir zamanda TBMM, Doğunun kurtuluşu
için Kazım Karabekir’in ordusuna yetki veriyor ve
Kazım Karabekir ikinci kez Kars’ı kurtarıyor. Kazım
Karabekir doğuyu kurtarmasaydı İstiklal Harbi,
başarılı şekilde İzmir’de noktalanır mıydı? Doğu çok
önemlidir. Doğunun kurtuluşu vatanın kurtuluşuna
zemin hazırlamıştır.
Muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası’nın kurulmasıyla birlikte Kazım Karabekir
ve Mustafa Kemal Atatürk arasında yol ayrımı
oluyor. O yol ayrımı olunca; kraldan çok kralcı olan
bir takım insanlar, Karabekir’in tüm başarılarının
üzerini örtmek istiyorlar. Bundan sebeptir ki; hiçbir
tarih ders kitabında Kazım Karabekir sözüne
rastlamıyoruz. “Emrindeyim paşam” sözüne keşke
rastlayabilsek, çünkü Cumhuriyet tarihinin dönüm
noktası! Annemin “Paşama haksızlık ettiler” sözü
de, tüm bu yaşananlar üzerine söylenmiş bir sözdü.