Page 29 - aktuel-25

Basic HTML Version

29
/ Bezmiâlem Aktüel 2019
biz yarı yarıya çökerdik. Çünkübizimkarargâhımız ele
geçirilmiş olsaydı, telsiz ya da diğer görüşmelerimizin
anlamı da kalmazdı. Arkadaşlarımız cansiperane,
o an için akıl ve tecrübelerini kullanarak, tankları
buraya yaklaştırmadı, helikopterin buraya inmesine
izin vermedi. Böylece Emniyet Müdürlüğümüzü
koruyabildik. Vatan Caddesindeki mücadelemiz
esnasında oraya gelen darbecilerden birini etkisiz
hale getirdik ve gözaltına aldık. Yarbay rütbesinde
bir darbeciydi. Cep telefonunu kontrol ettiğimizde
bir Whatsapp grubuna rast geldik. 100’ün üzerinde
askerin yer aldığı Whatsapp grubunda vahim
konuşmalarolduğunugördük.Oan içinbudurumbize
çokciddi faydasağladı; karşımızdakimlerinolduğunu
gördük, isim isimkimlerle irtibatta olduklarını gördük,
başka şehirlerdekiler ile irtibatlarını takip ettik ve
adli olarak çok kıymetli bir delil elde etmiş olduk.
Bu konuşmalarda şunlar
vardı: "1.Ordu Komutanını
derdest ettiniz mi?", "Neden
hala komutanı almadınız?",
"İstanbul Emniyet Müdürünü
tutukladınız mı?", "Tankla
ateş edin, Taksim’e hava
desteği
sağlayın,
Fatih
köprüsüne
füze
atın…"
Bunları söyleyen bu milletin
kıt kanaat geçimiyle ödediği
vergilerle okumuş albaylar,
yarbaylar, erbaşlar…
Biraz önce bahsettiğim 27
noktadan bazıları sembolleşti; Boğaziçi Köprüsü,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Üsküdar Çevik
Kuvvet, Kartal Köprüsü, Kuleli Askeri Lisesi, Sabiha
Gökçen Havalimanı, Tuzla Piyade Okulu, Beylerbeyi
Sarayı, 4.Kara Havacılık Okulu, Çekmeköy Polis
Merkezi… Bu 27 noktada o kadar acı hikâyeler
yaşandı ki…
Tabi psikolojik eşik neydi? Bir takım insanlar,
kontrollü darbe gibi içi boş sözler etseler de füzeleri
durduğu yerden dışarı çıkaran, uçaklarla sağı solu
bombalayan, helikopterlerle sağa sola ateş eden,
tanklarla insanların araçlarını ezen bir grup var. Eğer
Cumhurbaşkanımız çıkıp hararetli bir şekilde halkı
sokağa davet etmeseydi, biraz daha etkili olsalardı
ve saat gece 1-2 gibi olsaydı birçok kişi sağ tarafta
değil de sol tarafta olacaktı. Ancak bizim arif olan,
sağduyulu, feraset sahibi halkımız, vatanına,
devletine ve her türlü mukaddesatına sahip çıktı. Her
biri bütün renkleriyle, dünya görüşü belirtmeden,
sağ-sol demeden genciyle yaşlısıyla sokağa çıktı.
Üzerlerinde çakı bıçağı bile yoktu. Bunu gören bu
işi organize eden emperyalist güçler, FETÖ’cü
grubu yalnız bıraktılar. Bunlar yalnız kaldı. Esas
bunları destekleyen biraz önce bahsettiğim telsiz ile
propaganda yapan o darbeci asker şahsiyet, havada
uçan uçaklardan, hücum botlarından bahsediyor.
Bunlar söyledikleri… Acaba dış ülkelerin gemileri
ne yapıyordu? Ne tür bir faaliyet yapıyorlardı? Biz
bunları ilerde daha net öğreneceğiz.
Bütün bu yapılanmaya rağmen Türkiye’nin dört bir
yanında milyonlarca insan vatanına sahip çıktı. Bu
en önemli dönüm noktasıydı.
O gün “Gelin teslim olun, bu insanlar sizin anneniz,
kardeşiniz, kendi yakınlarınız… Sizi yönlendirenler
haricinde
herkes
evine
gidecek” dediğimiz halde
karşı taraf bize ateş ederek
yanıt vermeye devam etti.
“Siz elinizdeki silahı satın alan
vatandaşa ateş ederseniz,
hesap
vermek
zorunda
kalırsınız” dedik ve bugün
hesap veriyorlar. Bu durum,
Türk tarihine geçmiş, nadir
ihanetlerden bir tanesi.
Bizim bin kişilik nezaretimiz
bile yok. Buna rağmen 2 bine
yakın insanı 10-12 saatte
gözaltına aldık. Bir tane kötü görüntü; işkence,
hakaret, kötü muamele, devletimize ve teşkilatımıza
yakışmayan bir tane olay yok. Bir tane kayıp
silah yok. 2484 silah almışız, bir tane kayıp silah
yok. Sabah saat 6.30 civarında teröristler teslim
olmaya başladı. Görüntüler TV’de yayınlanmaya
başlayınca, hala umudu olan hainler, bu işin bittiğini
bu görüntüyle anladılar. Türk ordusu, Türk devleti,
tüm teşkilatlar ve Türkiye ekonomisi bu işten çok
zarar gördü. FETÖ ile ilgili çeşitli tarifler var. Ancak
bunların ne dini ne de imanı var. Bunların bir gayesi
var ki o gaye uğruna yaptıkları her şeyi kendilerine
mubah kılıyorlar. Bizim bir insan profilimiz var. Katil
bile cinayeti işledikten sonra pişman olur. Fakat bu
grup pişman olmadı. İnsan olarak, kul olarak bir hata
yapabilirsiniz, daha sonra hatanızı fark eder ve hata
yaptığınızı kabul edersiniz. Fakat bu grup hala hata
yaptığını kabul etmiyor. Hala teslim olmuş değiller.
Ama olacaklar. Bunun başka çaresi yok.