Page 22 - aktuel-26

Basic HTML Version

22
/ Bezmiâlem Aktüel 2019
Koçyiğit,
Kazdağları'nın
zirvesinde
meşe
palamudunun
yoğun
olduğu
bölgede
konuşlandırılan kovanlardan elde edilen siyah balı,
"meşe palamudu balı" ya da "pelit balı" şeklinde de
adlandırdıklarını dile getirdi.
"Hedefimiz, düşük dozda yüksek öldürücülük
yapan balı yakalamak"
Kanser hücrelerini büyütücü etkisinden dolayı
hastaların şekerle beslenmemesi gerektiğine
değinen Koçyiğit, "Balı kanser ilacı olarak
kullanacağız ama yüzde 80'i şeker. Doğal şeker
olması bir şey değiştirmez, önemli olan hastanın
az şeker alması. Balın tedavi edici özelliğinden
yararlanacağız ama bir taraftan da miktarın düşük
olması lazım. Hedefimiz, düşük dozda yüksek
öldürücülük yapan balı yakalamak. Bizim, 14
bal içerisinde en yüksek öldürücülüğü, kanser
hücresini tedavi edici özelliği yakaladığımız bu bal
oldu. Bu balla ilgili çalışma dünyada yok, özellikle
kanser tedavisiyle ilgili. Türkiye'de de ilk bizim
çalışmamız oldu." diye konuştu.
Koçyiğit, kanser tedavisindeki ideal hücre öldürme
yönteminin "apoptozis" olarak adlandırılan
kontrollü hücre ölümü olduğunu belirterek, "Bir
sürü hücre ölüm yöntemi vardır. Mesela nekrosiz
de bir hücre öldürmedir. Nekrosiz de hücre
paramparça olur ve içerik tamamen kana yayıldığı
için ciddi enflamasyon yapar. Bu istenen bir sonuç
değildir. Apoptozis'te makrofajlar tarafından bu
hücreler içeriye alınır ve kontrollü bir şekilde
yok edilir. Dolayısıyla vücuda zarar vermez. Biz
hangi yolla hücre öldürdüğünü de araştırdık ve
apoptozisle öldürdüğünü gördük ki bu çok iyi bir
şey." ifadelerini kullandı.
"Dozu belirlemeden kullanmak sakıncalı"
Siyah balın kanseri tedavi etmede olduğu gibi
kansere yakalanmadan, hastalığa karşı önlem
almak için de kullanılabileceğini anlatan Koçyiğit,
"Kanserden korunmak isteniyorsa düşük dozda
almak gerekiyor. Kansere yakalananlarda ise düşük
dozlar hücreyi çoğaltıyor, yüksek dozlar hücreyi
öldürüyor. Aslında burada dozun hayati öneme
sahip olduğunu görüyoruz. Rastgele kullanılacak
bir şey değil. Hangi dozunun tedavi edici olduğu
belirlenmeden kullanmak oldukça sakıncalı. Biz
şu anda doz tavsiye edecek aşamada değiliz.
Ancak deneysel hayvan ve klinik çalışmalardan
sonra rahatlıkla söyleyebileceğiz. Hedefimiz hemen
hayvan çalışmasına başlamak." dedi.
Prof. Dr. Koçyiğit, gelecek yıllarda baldan ilaç elde
edilip edilmeyeceğine dair, "Balı doğal olarak da
kullanabilirsiniz. Oradanbir etkenmaddeyi çektiğiniz
zaman geleneksel tıp olmuyor, ilaç oluyor. Ancak
biz, doğal şekliyle de bunun kullanılabileceğini
düşünüyoruz. Zaten çalışmalarımızda da doğal
şeklini kullandık. Herhangi bir şekilde, oradan bir
maddeyi izole edip de kullanmadık. Geleneksel tıpta
kullanıldığı şekilde kullanmanın taraftarıyım ama doz
önemli. Bu şekilde balı çok rahat kullanabilirsiniz.
Belki kanser tedavisinde şekerini azaltabilirsiniz,
onu da çalışacağız bir sonraki hedefimiz o. Ancak
endişem, şekeri içinden çekince balın özelliğinin
bozulması. O dengeyi nasıl sağlarız henüz
bilemiyoruz, deneyeceğiz." değerlendirmesinde
bulundu.