Basic HTML Version
36
/ Bezmiâlem Aktüel 2020
kısaca iyi insan olmak, maddi-manevi teraziyi iyi
ayarlayabilmek, yeniliklere açık olmak, kendini iyi
yetiştirmek ve vizyoner olmaktır.
Kardiyoloji alanında uzmanlaşmanız ve bu alanda
duayen bir isim haline gelmenizi sağlayan sizce
nedir?
Hayatta hep dönüm noktaları vardır ya, benim
dönüm noktalarım ilkokulda merhum Ali Kara
diye merhametli bir öğretmenin öğrencisi olmam,
liseyi bitirdikten sonra öğrendiğim renk körlüğüm
ve TUS sonrası alan seçimimdi. İkinci defa TUS
sınavında Kadın-Doğum bölümünü kazandım
ve kayıt yaptım. O zamanlar Kadın-Doğum
bölümü en yüksek puanla asistan alıyordu ve
mezun olduktan sonra da çok yüksek paralar
kazanılıyordu. Çok düşündüm fakat bu bölümün
yapı olarak bana uygun olmadığını gördüm,
vazgeçip bir sonraki TUS imtihanında Kardiyoloji
bölümünü kazandım. İç hastalıkları asistanlığı
sırasında kardiyoloji rotasyonumu o zamanki
Rektörümüz olan Hacettepe Üniversitesinden
Prof. Dr. Ali Oto gözetiminde Hacettepe Kardiyoloji
kliniğinde yaptım. Hep anjiyo bölümündeydim
ve çok sevmiştim. Hem dahili bir bölüm hem de
girişim yaptığınız yani yarı cerrahi bir bölümdü ve
tam bana uygundu. Tabi o dönemde rahmetli Turgut
Özal’ın kalp nakliyle ilgili hedeflerinin olması da beni
kardiyoloji alanına yönlendirdi.
Asistanlığım döneminde yaklaşık 2 yıl Ankara
Üniversitesi
Tıp
Fakültesi’nde
kardiyoloji
bölümünde Prof. Dr. Derviş Oral, Prof. Dr. Çetin Erol,
Prof. Dr. Gülgün Pamir’le çalıştım ve bitirme tezimi
de orada yaptım. Bütün bunlar benim hem kendime
güvenmeme neden oldu hem de kardiyoloji
alanında neler yapabileceğimi görmeme…