Page 61 - aktuel-28

Basic HTML Version

Bezmiâlem Aktüel 2020 /
61
REYHAN AYDEMİR
ÖĞR. GÖR. DR. MUHAMMET TUNÇ
GÖZDE ATAŞ
HEMŞİRE
İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
HEMŞİRE
15 yıldır bu mesleği yapıyorum. Bu süreçte beni en çok etkileyen şey, korkuyla
kapının arkasında durup hastaya ulaşamamak, istediğiniz zaman hastanın
kapısını açıp bakamamaktı. COVID-19’u yenip görevime döndüm fakat 40
gündür 2 buçuk yaşındaki kızımdan uzağım. Hastalığım süresince dahi rapor
kullanmadım ve ayakta geçirdim. İlk zamanlar korku vardı fakat mesleki
deneyimlerimiz sayesinde hızlıca korkularımızdan sıyrılıp işimize konsantre
olduk. Evladımı telefonda görüntülü konuşma esnasında ya da kapıdan görebiliyorum. Şu an ben
ev halkından uzakta olmak zorunda olduğum için kızımla da eşim ilgileniyor. Sürecin ne kadar
süreci, nasıl atlatılacağı gibi sorular netliğe kavuşmadığı için aileye olan özlem daha da büyüyor.
Dolayısıyla da daha fazla sabır ve özveri gerektiriyor.
Bayramın
2.
günü
6-7
sularında kendimde değişiklik
hissetmeye
başladım.
O
sırada hastanede nöbetçiydim.
Ateşimi ölçtüm, yüksek çıktı.
Arkadaşlarıma bana bir oda
ayarlamalarını söyledim ve COVID-19 sürecim
bu şekilde başladı.
8 yaşında bir kızım var. Eşim de hekim ve
gebeliğinin 9.ayında. Aklımdaki tek soru, ‘Acaba
eşime ve kızıma bulaştırdım mı?’ Çok şükür bir
şey olmadı ama o dönem benim için her yönden
zor bir dönemdi.
İzole olduğumdönemde eşimve kızım iyiydi fakat
benim adıma endişe duyuyorlardı. Yıllar içinde
doktor kızı olmaya çok alıştı kızım. Nöbetler,
izinsiz günler derken yokluğuma alıştı. Ama bu
çok başka bir şeydi. Televizyondan COVID-19 ile
ilgili gündemi görüyor; insanların hastalandığına
hatta öldüğüne şahit oluyor. Evdekilerle yapılan
telefon konuşmalarından da çıkarımlar yaparak
benim hastalığımı öğreniyor. Bunun üzerine
panikle beni aradı ve ‘Baba sen corona mı
oldun?’ diye sordu. Ben de ‘Arkadaşım gelmediği
için bir iki gün nöbete kalıyorum’ demek zorunda
kaldım. Ama o 2 gün sonra beni arayıp “Baba
corona olduğunu biliyorum fakat negatif çıktığını
da biliyorum. İyileşip geleceksin” dedi. Bu aralar
işten çıktıktan sonra evin önüne gidiyorum, o da
balkona çıkıyor, baba-kız sohbet ediyoruz.
Pandemi hastanesi olacağımızı
duyduğumuzda
kendimizden
önce
ailemizi düşündük
ve
endişelendik.
İşe
gitmek
için
erkenden
evden
çıkıp
hastaneye gidiyoruz. Koruyucu
ekipmanlarımızı giyip yoğun bakımda hastaların
durumunu kontrol ediyoruz. Burada hastalarımızla
duygusal bağ kurduğumuz için bu süreç bizleri
yordu ve yıprattı. 1 buçuk ay ailemi görmedim,
görüntülü konuştuk. Hastane ortamına girmelerini
de istemedim ve kısa bir süre içerisinde de
evden uzaklaşıp hastanemizin bizim için temin
ettiği psikiyatri
servisinde
kaldık. Ardından
süreç uzayınca, yalnız yaşayan ve risk grubunda
olmayan arkadaşlarımızın yanına yerleştik.
Annemde benimgibi bir hemşire. Bu sürecin henüz
başındayken annem bana, “Hazır değilsen bırak”
dedi. Fakat ben pes etmedim. Çünkü tüm sağlık
çalışanları elini ayağını çekseydi, bu süreç daha
karmaşık hale gelecek ve daha da uzayacaktı. Her
şeyden önce vicdanen de rahatsız olacaktım. Bu
nedenle görevimin başında olmayı tercih ettim.
Sürecin olumlu ilerlediğini düşünüyorum fakat
insanların
bu
durumun
rehavetine
kapılıp
tedbirlerden uzaklaşmaması gerekir. Bizler de
diğer insanlar gibi her şeyin bir an evvel normale
dönmesini istiyoruz. Hem kendileri için hem de
biz sağlık çalışanları için sosyal mesafe + maske
+ hijyen kuralına azami ölçüde uyulması en
önemlisi…