Page 52 - aktuel_sayi_3

Basic HTML Version

50
BezmiâlemAktüel 2014 / 3
Hayat şartlarındaki değiş-
meler ve tıptaki hızlı ilerle-
meler sonucu, bütün dünyada beklenen ortala-
ma hayat süreleri giderek artmaktadır. Çocuk
ölümleri, savaşlar ve kıtlıklar eski zamanlara
göre oldukça azalmıştır. Bunlara do-
ğum hızlarının düşmesi ve salgın
hastalıklarla
mücadeledeki
başarılar gibi nedenlerin de
eklenmesi sonucu genel top-
lum içinde yaşlı nüfusun ora-
nı günden güne artıyor. Eko-
nomik ve sosyal gelişmenin
fazla olduğu ülkelerde 2020 yı-
lında nüfusun % 20’sinden fazlasının 65
yaş üstünde olacağı tahmin edilmekte-
dir. Ülkemiz; nüfusun en hızlı yaşlan-
dığı ülkeler arasında ön sıralarda yer
alıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun
adrese dayalı nüfus kayıt sistemine
göre 2012 yılında yaşlı nüfus olarak ta-
bir edilen 65 yaş ve üzerindeki nüfus 5,7
milyon kişi, bunların toplam nüfusa oranı
%7,5’tir. Kurum, 2023 yılına gelindiğinde bu
nüfusun 8,6 milyon kişiye, oranının ise %10,2’ye
yükseleceğini tahmin etmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü 65 yaş ve üstündeki bi-
reyleri yaşlı kabul etmektedir.
Ancak bu yaş sadece takvim yaşlılığın sınırını
tanımlar. Yaşlanma bireysel bir değişim olarak
kişinin fiziksel ve ruhsal yönden gerilemesidir.
Aslında yaşlandıkça hem bedenimiz hem de
beynimizde bazıları olumlu, bazıları ise olumsuz
birçok değişiklik oluyor. Eğer o güne kadar baş-
lamadıysa, bazı hastalıklar yaşlılık döneminde
artık görülmüyor ama cildimiz kırışıyor, eklem-
lerimizin esnekliği kayboluyor, kireçlenmeler
ortaya çıkıyor, kalbimiz ve akciğerlerimiz eski-
si gibi çalışmıyor, kulaklarımız ve gözlerimiz gibi
duyu organlarımız eski keskinliklerini kaybediyor.
Hafıza, öğrenme ve karışık problemleri
çözme becerisi yaş arttıkça azalıyor.
Bilgeliğimiz, bilgimiz ve muhake-
memiz yaşla birlikte artıyor an-
cak yürümemiz, düşünmemiz
ve hareketlerimiz yavaşlıyor.
Bazı hormonlarımızın, beyin-
deki kimyasal ileticilerin düzeni
bozuluyor. Bunlar strese daya-
nıklılık ve başa çıkma yeteneğimizi
azaltıyor. Bazen hafızamız ve özellikle
yeni şeyler öğrenmemizi sağlayan kayıt
hafızamız bozulmaya başlıyor.
Yaşlılığın bu beklenen değişikliklerine ila-
ve olarak bazı hastalıklar da bu dönem-
de daha fazla önem kazanır. Yaşlılık
dönemi, hem eskiden; yani çocukluk,
gençlik ve erişkinlik döneminden ge-
l e n hastalık veya sorunların birikmesi, hem de
bu döneme mahsus yeni sorunların ortaya çıkma-
sı nedeniyle sağlık problemlerinin genellikle fazla
ön plana çıktığı bir dönemdir. Hipertansiyon, şe-
ker, akciğer ve beyin-damar-kalp hastalıkları veya
romatizmal hastalıklar oldukça sık görülür. Ancak
bütün bu hastalıklar kadar, hatta seyri dolayısıyla
bunlardan daha önemlileri hafızada ortaya çıkan
bozulmalardır.
Yaşlandıkça hafıza ve öğrenme-
de bir miktar gerileme olması normaldir; ancak
bazı insanlarda bu durum kişinin kendisi ve ailesi
için büyük bir sıkıntı halini alabilir.
Unutkanlığın
artması ve zihin faaliyetlerinin gerilemesi hem kişi,
YAŞLILIK, UNUTKANLIK
VE BUNAMA
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. İsmet KIRKPINAR