Page 32 - aktuel-4

Basic HTML Version

30
BezmiâlemAktüel 2014 / 4
içine girmiş ve birbirlerini sorgular olmuşlardır. Yüz-
yılın son yarısında modern tıp uygulamalarında ciddi
gelişmeler alternatif tıp uygulayıcılarını kendi uygu-
lamaları ile modern tıp yöntemlerini entegre etmeye
zorlamıştır. Aynı zamanda modern tıp uygulayıcıları
ise alternatif tedavi yöntemlerini doğrudan reddetmek
yerine bilimsel çerçevede sorgulamaya ve hastaya
katkı sağlayabilecek kanıtlanmış uygulamaları (özel-
likle yaşam kalitesine katkı sağlayan yöntemleri) klinik
pratiklerine entegre etmeye başlamışlardır. Doğadaki
saf haliyle kullanılan bitkisel ilaçları ‘kocakarı ilacı’
diyerek toptan reddetmek, bugün adına farmakoloji
dediğimiz bilim dalının asırlar süren gelişim sürecini
görmemezlikten gelmek olur. Zira kullandığımız
bitkilerin iyileştirici gücü ve şifa kaynağı olduğu
bugüne dek yapılmış birçok bilimsel çalışmalar ile
ortaya konulmuştur. Bununla birlikte, ‘bitkisel tedavi
en iyi tedavidir ve tabii olduğu için hiçbir yan tesiri de
yoktur’ demek ve bitkisel ilaçlara medikal tedavi gibi,
sistematik bir süreç ve kontrol gerektiren bir sonuç
için, yüzde yüz güvenmek de, farmakoloji biliminin,
şu an bulunduğu konumunu yok saymak demektir.
Çünkü bilimsel araştırmalar göstermiştir ki bitkisel
ilaçlar, tamamen zararsız değildir. Yaygın kanaatin
tersine, bitkisel karışımlar ciddi sağlık problemlerine
neden olabilir. Şu unutulmamalıdır ki, bitkisel ilaçların
da yan tesirleri vardır. Çoğu zaman doktor reçetesi
ile alınan ilaçlara destek olsun diye ilaveten bitkisel
ilaçların kullanıldığı görülür. Bu farklı etkileşimlere
sebep olabilir. En basitinden alınan ilacın beklenen
etkisi, istenen düzeyin çok üstüne çıkabilir. Dolayısı
ile önyargısız olarak bitkiler modern tıbbın araştırma
metotlarına göre tüm boyutlarıyla araştırılmalı ve en
etkili ve en zararsız şekli bulunduktan sonra tedavide
yararlanma yoluna gidilmelidir.
Nitekim, dünyanın birçok üniversite ve araştırma
merkezlerinde olduğu gibi Üniversitemiz Tıp
Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Araştırma
Laboratuvarımızda bitki özleri veya etken maddelerinin
çeşitli hastalıklar ve özellikle kanser üzerine etkileri ile
ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Çörek otu olarak bilinen
‘Nigella Sativa’
bitkisi, bitki özünün hücre kültürü
ortamında kanser hücrelerini öldürmesi ve deneysel
olarak oluşturulan sara nöbetleri üzerine etkileri ile
ilgili çalışmalarımız sürdürülürken, narenciyede ve
özellikle greyfurtta bol miktarda bulunan ‘Naringenin’
isimli etken maddenin onun türevi olan Naringenin-
Oxim isimli bileşiğin hücre kültürü ortamında çeşitli
kanser hücreleri üzerine antioksidan, DNA hasarına
karşı koruyuculuk ve hücre öldürme potansiyelleri
araştırılmış, her iki organik bileşiğin düşük dozlarda
antioksidan etki gösterirken yüksek dozlarda kanser
hücrelerini öldürücü aktivite gösterdiği tespit
edilmiş ve kanser hücrelerini hücrelerinde normal
hücrelere göre daha fazla öldürdüğü gösterilmiştir.
Dolayısı narenciye bitkilerinde bulunan etken madde
ve türevlerinin daha ileri çalışmalar ile birlikte
kanser tedavisinde fitoterapotik bir ajan olarak
kullanılabileceği bildirilmiştir.
Özetle, bitkisel tedaviye kayıtsız kalınmamalıdır.
Özelliklebilimsel kuruluşlar, üniversiteler, fitoterapotik
tedavi yöntemlerini mercek altına almalıdırlar. Bitkisel
tedavilerin kontrollü bir şekilde, konusunda uzman
kişilerce yapılıyor olmasıyla çok büyük başarılar
elde edilebilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de bu tür
tedavilere onay vermektedir. The National Center for
Complementary and Alternatif Medicine (NCCAM)
gibi tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerini
bilimsel bir çerçeveye oturtan, bu konuda uzmanlar
yetiştiren kurumlar da bu konu ile ciddi bir şekilde
ilgilenmektedirler. Bitkilerden elde edilen ekstraktlar,
etken maddeler veya türevlerinin üniversitelerde ve
çeşitli bilimsel araştırma enstitülerinde modern tıbbın
kuralları ile araştırılarak değerlendirmeleri, hem
bitkisel tedavi ile ortaya çıkabilecek yukarıda bir
kısmını saydığımız olumsuz sonuçları önleyebilir,
hem de yeryüzü eczanesinde var olan şifalara, çok
daha kestirme yollardan ulaşmamızı sağlayabilir.