Page 42 - aktuel-7

Basic HTML Version

42
/ BezmiâlemAktüel 2015
daha üstündür” dediğini daha iyi kavradım. Kelimeler
olmadıktan sonra düşünmeniz mümkün değil. Keli-
meyi de düşünceleri de bize kitaplar veriyor. Anka-
ra’da Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdıktan sonra
topluluk karşısında beş dakika irticalen konuşma ka-
biliyetine sahip değildim. Annem ve babam İslam’a
kayıtsız şartsız bağlı olmalarına rağmen iyi bir terbi-
yeden geçmedim. Neden? Babam beni karşısında
katiyen konuşturmadı. Çünkü büyükler karşısında
konuşulmazdı. Bu dünyanın en büyük yanlışlarından
bir tanesidir. Aksine büyüklerin karşısında konuşmak
icap eder. Kendi yaşıtlarımın arasında konuşurken
yanlışlarımı bilemem ki. Büyükler beni dinlemeli ve
birtakım güzellikleri bana vermeli. Böyle bir yanlış ter-
biye sisteminden geçtiğim için üniversitede üç beş
dakikalık konuşma kabiliyeti içinde değildim. Kendi
kendime diyordum ki, yarın sen avukat olacaksın, hâ-
kim olacaksın, topluluk karşısına çıkacaksın, söz söy-
leme kabiliyetin yok.
Sonra kendi kendime sordum: Nasıl olmalı da söz söy-
leme kabiliyetine sahip olmalıyım? Kelime dünyam zen-
gin olmalı. Kelime dünyam zengin olmadan konuşmam
mümkün olmaz. Yoksa konuşurken ikide bir –ee derim –
aa derim. Yani bir takım çirkin sözlerle zaman geçiririm.
Kelime dünyası zengin kişiler meramlarını doğru ifade
edebilirler. Oturdum ve okumaya başladım. Okudukça
çok cahil bir insan olduğumu gördüm. Neler varmış da
ben o güne kadar farkına varamamışım. Okudukça ha-
fızamda yeni kelimeler filizlenmeye başladı. Günün bi-
rinde o kelime dünyam zenginleştikten sonra bana top-
luluk önünde söz söyleme vazifesi verildiği zaman öyle
üç beş dakika değil bir iki saat değil, 4 saat konuşmaya
başladım. Bunu ben tamamen kitaplara borçluyum. Bu
yüzden çocuklarımızı kitaplarla dost etmeli ve evlerimi-
zin bir köşesini mutlaka kitaplık haline getirmeliyiz.
Okumanın önemini ısrarla vurguladınız. Ancak
ne yazık ki popüler kültürün etkisiyle piyasada
okumamanın okumaktan daha iyi olacağı çok
sayıda kitap var. Bunları da göz önüne alırsak;
okumaya hevesli, okumaktan zevk alan gençlere
ya da çok zamanı olmamasına rağmen nokta
atışı tavsiyelerle Türkçenin, edebiyatın zevkini
tatmak isteyen yetişkinlere “mutlaka okumalısınız”
diyeceğiniz kitaplar hangileri?
Gençlerimiz evvelemirde bana göre, şiirden ve ro-
mandan başlamalılar. Halk edebiyatımızı çok iyi oku-
malılar. Mesela; Karacaoğlan’ı okumalılar, Yunus Em-
re’yi okumalılar, Köroğlu’nu okumalılar. Oradaki hem
kafiye zenginliği hem lisan sadeliği onların dikkatini
çekecektir ve kendilerini edebiyatın içinde bulacak-
lardır. Sonra, hikâye konusunda Ömer Seyfettin’i
mutlaka okumalıdırlar. Ömer Seyfettin’in çok güzel
bir dili vardır. Sonra, Sait Faik’i okumalıdırlar. Mutlaka
ama mutlaka Necip Fazıl’ı okumalıdırlar. Cemil Meriç’i
okumalıdırlar. Benim çok büyük bir hayranlık ve zevk-
le okuduğum Refik Halit Karay var mesela, onu oku-
malıdırlar. Bunların kendilerine çok faydası olacaktır.
Ben okumaya on yaşlarında Necip Fazıl ile başladım.
10 yaşındaki bir kişi Necip Fazıl’ın yazılarını anlaya-
bilir mi? katiyen anlayamaz. Ben de anlamıyordum.
Fakat babamın zoruyla okuyordum. Babamın ama-
cı Necip Fazıl’ın üslubunu bana sevdirmekmiş. Ben
bunu yıllar sonra öğrendim. Sonra ben Necip Fazıl’ın
tiryakisi oldum. Ben bunları okuduğum için bugün yir-
minin üzerinde kitabım var ve bunlar 1 milyon baskı
sayısına ulaştı. Şiir kitabım 105 bin baskı yaptı. Bun-
ların hepsi benim okumamdan sonra ortaya çıkan
eserlerdir. Gençlerimiz böyle bir yola girerler mi bil-
miyorum. Ama girerlerse mutlaka çok kazançlı olurlar.
Bir de şunu söylemek istiyorum. Gençlerimiz katiyen
öz Türkçe hastalığına yakalanmamalıdırlar. Kanser
ne ise öz Türkçe hastalığı da odur. Bizim milletimi-
zin dili öz Türkçe değildir. Türkçedir. Öz Türkçe baş-
ka, Türkçe başka... Türkçe milletimizin dili. Öz Türkçe
özellikle Türkçemize hasım olan bir takım insanların
takırtılı-tukurtulu kelimeleridir. O bakımdan şahsen bir
kitap methedildiği zaman alıyorum elime, bakıyorum.
Eğer öz Türkçe yazılmışsa derhal bırakıyorum. Bir
de devrik cümleler katiyen benim tahammül ettiğim
cümleler değil. Eğer bir kişi devrik cümle kullanmışsa
kendimi nadasa bırakılmış bir tarlada yürüyormuş gibi
yorgun hissediyorum. Biz konuşmalarımızda devrik
cümle kullanırız. Ama makale yazdığın zaman başta
özne sonda fiil olur. Bazı kişiler öyle yapmıyor. Onları
okumuyorum katiyen. Gençlerimize de bunu tavsiye
ederim. Kazançları olacaktır. Kayıpları olmaz.
Hangi diplomaya sahip olursanız olun Türkçemizi
doğru kullanın. Kelime dağarcığınızı geliştirin ve çok
okuyun.