Page 9 - aktuel-7

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2015 /
9
retine kalmıştı. Birinci sınıf fizik kimya botanik dersleri
esasen liselerde okutulduğu için üç ay sonra imtihan-
ları yapılmış, altı aylık bir eğitimden sonra Haziranda
tekrar derslere başlanmış, Kasımda ikinci sınıf bitmiş,
bir yılda iki sınıf mezun olmuştu. Bir yıllık kıta hizme-
ti yüzünden 1915 yılında Tıbbiye mezun vermemiş,
1331’liler 32’de; 33’lüler de 34 a, 34 c şeklinde dip-
loma almışlardı. 1917 mezunlarının büyük bir kısmı
Suriye cephesinde Yıldırım orduları gurubu emrine
verilmişlerdi.
Savaş sırasında çekilen açlık ve sefalet Tıbbiyeliler
için de geçerli idi. Okulda çok zor şartlarda hazırla-
nan yemekler bile yetersiz kalıyordu. İdareciler sü-
pürge tohumundan hazırlanan ekmekleri, kandil ya-
ğıyla pişen yemekleri bile zor tedarik edebiliyorlardı.
Veremden 20 tıp öğrencisi ölmüştü. Hariçte durum
daha da kötü idi. Çok kimse tıbbiyelilerin yediklerinin
yarısını bile bulamıyorlardı, öğrencilerden bu ekmek-
leri tasarruf edenler ailelerine ulaştırdıkları zaman bir
dilim ekmek kurabiye gibi kabul görüyordu. Savaş
sonlarına doğru Çanakkale’den elde edilen ganimet
mallarından depolarda bulunan konservelerden bir
kısmı okullara dağıtılınca yiyecek işi biraz ferahlığa
kavuşmuştu.
İşgal Dönemi
I. Cihan Savaşı’ndan sonra imzalanan Mondros Mü-
tarekesi ile Osmanlı Devleti ayrı bir döneme girdi; mü-
tareke ve işgal dönemi. Mondros Antlaşması’nı ileri
süren itilaf devletleri filosu 13 Kasım 1918’de İstan-
bul’u işgal etti. 21 Kasım 1918’de Meclis-i Mebusan
feshedildi. Aralık 1918’da Tıbbiye binası da işgal edil-
di. Haydarpaşa’daki tıp eğitimi İngiliz askerleri tara-
fından 5 sene sürecek işgal dönemine girdi.
Binanın pek çok bölümünün boşaltılması emredildi.
Derslerin etkilenmemesi için dershaneler bırakılmış
diğer bölümler okulun ihtiyaçlarında kullanılmıştı. Kö-
mür depoları, ambarlar bile boşalttırılmış, mutfak ikiye
bölünmüş, yatakhanelerin büyük bölümü boşaltılmış,
büyük çoğunluk çatı katına sürülmüştü. Askeri Tıbbi-
yelilerin yatakhanelerine İngilizler yerleşti. Öğrenciler
çatı katındaki bölümlere taşındılar. Karyolalar alınmış
öğrenciler yer şiltelerinde yatmak zorunda kalmışlar-
dı. Tuvaletler gece İngiliz askerlerine ayrılmış, tıbbiye-
lilerin gitmesi yasaklanmış, öğrencilerin yatakhanele-
rine idrar kovaları koymak zorunda kalınmıştı.
Hocalar ve öğrenciler şaşkınlık içindeydiler, Lond-
ra’ya durumu protesto eden telgraflar gönderildi.
Bunlar; medeni İngiliz milletinden gelir gelmez irfan
kurumlarını yıkmak suretiyle mi uygarlık örneği göste-
receklerini soran ve işe el konulmasını isteyen telgraf-
lardı. Bu şartlarda tıp eğitimi devam ediyordu. İdareci
hocalar bu zor durumda en pratik çözümlerle dersle-
re ara verilmemesini sağlıyorlardı. Özellikle okul mü-
dürlüğüne atanan Doktor Hulusi(Alataş) öğrencilerin
bu zor durumda derslerinin aksamaması için gece
gündüz okulda kalıyor ve öğrencilerle ilgileniyordu.
İngiliz komutanların istekleri bitmiyordu. Pazar ayin-
leri için dershaneler boşalttırılıyor, sosyal faaliyetler
kısıtlanıyordu. Bir süre sonra askeri öğrencilerin res-
mi kıyafetleri için emirler gelmeye başladı. Askeri kı-
yafete tahammül edememişler, sonunda üniformayla
dolaşmayı tamamen yasaklamışlardı. Bu durumda
sivil kıyafeti olanlar o kıyafetlerini giydiler, Anado-
lu’dan gelen ve memleketin zor şartları dolayısıyla
askeri kıyafetinden başka giyeceği