Page 41 - aktuel-8

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2015 /
41
Halk arasında kan kanseri olarak da bilinen bu has-
talık kemik iliğindeki bir grup hücrenin kontrolsüz
çoğalması ile karakterizedir. Çoğalan hücrelerin ol-
gunlaşma basamağına göre akut ve kronik lösemi
olarak adlandırılırlar. Akut lösemi ile kastedilen daha
genç hücrelerin hastalığı olup bunlar genellikle hızla
ilerleyen ve tedavi edilmedikleri takdirde kısa süre-
de hayatı tehdit eden hastalıklardır. Kronik lösemiler
ise olgunlaşma sürecinin daha ileri basamaklarındaki
hücrelerin hastalığıdır ki bunlar görünüm olarak bazen
olgun hücrelerden ayırt edilemezler. Burada ki sorun
hücrelerin hızlı çoğalmaları değil, ölmemeleri ve fonk-
siyonel olmamalarıdır. Akut lösemilerde yaşam hafta-
lar-aylar ile sınırlı iken, kronik lösemilerde genellikle
yıllarla ifade edilen yaşam beklentisi mevcuttur. An-
cak her iki lösemi ana gruplarının alt grupları olduğu,
her bir alt grubun farklı davranış şekilleri ve dolayısı
ile farklı tedavileri olduğu unutulmamalıdır. Bu tedavi-
lerin başarısını ise löseminin türü kadar hastanın yaşı,
ek hastalıkları, performansı, tanı sırasındaki hastalık
evresi, hastalığın olası nedenleri gibi durumların etki-
lediği hatırlanmalıdır.
Lösemi tanısı bazen tesadüfen yapılmış bir kan sa-
yımı ile konulabileceği gibi (Kronik lösemiler) bazen
genetik incelemeyi de içeren ileri tanı yöntemleri ile
konulabilir. Çok değişik belirti ve bulgularla kendini
gösterebilen bir hastalıktır. Bu nedenle de pek çok
hastalıkla ortak belirti ve bulguları vardır. Yorgunluk
ve halsizlik hissinden, karaciğer ve dalak büyümesine
kadar geniş bir yelpazede pek çok belirti ve bulguyu
içerebilir. Hasta olan hücreye, lösemik hücrenin işgal
ettiği bölgelere göre de bu belirtiler değişebilir.
Lösemi hücresinin davranışını anlayabilmek için vü-
cudumuzu bir çiftçiye, lösemi hücresini ayrık otuna,
kemik iliğimizi bu çiftçinin bahçesine benzetirsek ay-
rık otunun bahçeyi işgali ile bahçedeki domates, biber
ve patlıcan fidelerinin önce verimlerinin azalması son-
ra kurumaları kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda çift-
çinin yapması gereken öncelikle ihtiyacını dışarıdan
sağlamaktır, yani manavdan ihtiyacı olan sebzeleri
almaktır (Kan merkezlerinden temin edilen ve takılan
kanlar). Diğer yandan bahçedeki ayrık otu işgali, de-
vamı kabul edilemez bir durumdur ki bahçeyi sürme,
yakma ve ilaçlama yoluyla ayrık otlarından kurtulmak
gerekir (Kemoterapi ve radyoterapi). Bu sırada eğer
mümkünse bahçedeki fidanların sağlamlarının ayrıl-
ması ve bahçe ayrık otundan temizlendikten sonra
tekrar dikilmek üzere saklanması gerekir (Otolog kök
hücre nakli). Eğer bu mümkün değilse başka bahçe-
lerden fidan temin edilerek bahçeye dikilmeli ve bu
sayede çiftçinin ihtiyacı olan ürünler sağlanmalıdır
(Allojenik kök hücre nakli).
Hastalığın tedavisindeki zorluklara rağmen akut lö-
semilerde gerek genel bakım şartlarının iyileşmesi
gerekse kök hücre merkezlerinin sayısının artması
ve kök hücre naklinin ulaşılabilir hale gelmesi ile her
geçen gün tedavi başarısı artmaktadır. Kronik lösemi-
lerde de benzer bir durum söz konusudur. Son yıllar-
da kullanılmaya başlanan ilaçlarla kronik lösemilerde
hem iyilik hali hem de toplam yaşama süresi uzamış-
tır.
Ancak lösemi tedavisindeki güçlüklerden biri de has-
talığın, bir ucunda ölüm diğer ucunda şifa olan bir
düzlemdeki git-gel’leridir. Hastalığı kontrol ettiğinizi
düşündüğünüz bir anda hastanın bir enfeksiyon ya
da kanama ile kaybedilme ihtimalidir. Bu durum hem
hasta ve hasta yakınları hem de tedaviyi yapan hekim
başta olmak üzere tüm ekip için ek bir stres kayna-
ğıdır. Bu nedenle tedavinin başından sonuna kadar
başlangıçtaki disiplin ve özenden asla taviz verilme-
melidir.