Page 47 - aktuel-9

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2015 /
47
Menopoz yunanca ‘men (ay)’ ve ‘pausis (ara ver-
me)’ köklerinden türetilmiş bir kelime olup kadın-
larda over foliküllerinin aktivitesinin azalmasını
takiben ovulasyon sürecinin tamamlandığı ve
menstrüel kanamaların sonlandığı fizyolojik sü-
reci tanımlar. Kadın yaşamında menopoz; klinik,
metabolik ve psikoseksüel özellikler açısından
önemli bir süreçtir.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda menopoz yaş
aralığı 45-49 olarak bildirilmektedir. Sigara içimi,
beslenme bozukluğu, düşük vücut ağırlığı, kalıt-
sal özellikler gibi bazı faktörler menopoz yaşını
etkilemektedir. Günümüzde yaşam süresinin 70’li
yıllara çıktığını düşünürsek her kadının hayatının
üçte birinin menopozda geçtiğini söyleyebiliriz.
Menopozal dönemde hormonal değişikliklere sı-
cak basmaları, çarpıntı, uyku düzensizlikleri, dep-
resyon, aşırı sinirlilik gibi birçok semptom eşlik et-
mektedir. Ayrıca menopozla beraber kalp-damar
hastalıklarında, üreme ve idrar yolları sistemine
ait değişikliklerde de artış gözlenmektedir. İler-
leyen yaşa bağlı kemik kitlesinde azalma meno-
pozla beraber daha da hızlanmakta ve menopoz
sonrası osteoporoz önemli bir sağlık sorunu ola-
rak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu semp-
tomların kontrol altına alınması ve hastalık riskinin
azaltılması ile menopoz dönemindeki kadınlarda
yaşam kalitesinde artış sağlanmaktadır.
Sıcak basması şikâyetleri menopoz öncesi dö-
nemde başlayıp menopoz sonrası dönemde de
devam etmektedir. Ani başlangıçlı ve genellikle
süresi değişkendir. Bu konuda yapılan çalışma-
larda uygun egzersiz eğitiminin bu semptomlar
üzerine olumlu etkileri olduğu bildirilmektedir.
Genellikle aerobik egzersiz uygulamaları tercih
edilmekte ve yorgunluk oluşturulmamasına dik-
kat edilmektedir.
Menopozal dönemde yaygın olarak görülen dep-
resyon, baş ağrısı, aşırı sinirlilik ve uykusuzluk
gibi semptomların oluşmasında östrojen seviye-
sindeki azalma önemli bir etken olmasına kar-
şın semptomların şiddeti kişiler arasında farklılık
gösterebilmektedir. Ayrıca fiziksel aktivite, sigara
kullanımı ve beslenme gibi alışkanlıklar da semp-
tomları etkilemektedir. Farklı egzersiz uygulama-
ları ile menopoza bağlı semptomların şiddetinde
azalma gözlenmekte ve psikolojik iyilik halinde
de artış sağlanmaktadır.
Menopoz kalp-damar sistemi açısından bir risk
faktörü olarak kabul edilmektedir. Menopoz ön-
cesi dönemde kadınlar, erkeklere oranla daha az
kalp-damar sistemine ait hastalık riskine sahip
iken menopoz ve ileri yaşın etkisi ile erkeklerde
görülen seviyeye ulaşırlar. Bu nedenle menopoz
sonrası kadınlarda egzersiz programları uygu-
lanarak hastalık riskinin azaltılmasına yardımcı
olunabilir. Egzersiz programı mutlaka bireye özgü
planlanmalıdır. Ayrıca hasta eğitimleri ile düzenli
egzersiz yaşam şekline dönüştürülmelidir.