Page 14-15 - aktuel-14

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2016 /
15
14
/ BezmiâlemAktüel 2016
Üniversitemizde Kudüs’ü ve İsrail Devleti’nin
baskılarına karşı Müslümanların verdiği
mücadeleyi anlatan "Biz Burada Kalacağız"
belgeseli gösterildi.
Bezmiâlem
Vakıf
Üniversitesi’nde
Kudüs'te İsrail Devleti’nin baskılarına
karşı Müslümanların verdiği mücadeleyi
anlatan "Biz Burada Kalacağız" belgeseli
gösterildi. Dekanlık Konferans Salonu’nda
gerçekleşen gösterinin ardından belgeselin
Yönetmeni Yazar Tülay Gökçimen Kudüs’ü,
İsrail’in Müslümanlara yaptığı baskıları ve
belgeselin çekim sürecinde karşılaştıkları
zorlukları anlattı. Belgesel gösterimine
akademisyenlerimiz, sağlık personelimiz ve
öğrencilerimiz katıldı. Belgeselin Kudüs’te
yaşayan insanların mücadelesini anlatan ilk
belgesel olması açısından önem taşıdığını
belirten Yönetmen Gökçimen, “Açıkçası
bu belgeseli çekmek bizim açımızdan hiç
de kolay olmadı. Gerçekten karşı tarafla
köşe kapmaca oynayarak bir belgesel
ortaya çıkardık” diye konuştu. İslam tarihi
ve Müslümanlar açısından çok değerli
bir yer olan Kudüs’ün ve içinde yaşayan
Müslümanların yalnız bırakıldığına dikkat
çeken Yönetmen Gökçimen, “Kudüs’ün
ve Mescid-i Aksa’nın mücadelesini
birkaç Filistinlinin omuzlarına bırakmışız.
Bu dava hepimizin davası, Mescid-i
Aksa, bizim ilk kıblemizdir” diye açıkladı.
Yönetmen Gökçimen, İsrail’in tüm gücüyle
Kudüs’te hüküm sürdüğüne dikkat çekerek, İsrail’in
otoritesini kurabilmek için 100 yıllık bir plan yaptığını
ve bunu uygulamaktan da asla geri durmadığını belirtti.
İsrail’in kurulduğu günden beri bunun için çalıştığına
dikkat çeken Yönetmen Gökçimen, “Açıkçası Kudüs’te
büyük bir mücadele, nefes nefese bir direniş sürüyor.
Kadınlar ve çocuklar bu direnişte başat bir rol oynuyor.
Çünkü erkekler ya cezaevinde ya da çalışmak zorundalar.
Ayrıca Mescid-i Aksa’ya 50 yaşının altındaki kişiler
alınmıyor. Tekbir getirmek yasak, tekbir getirildiğinde ise
para ceza veriliyor. Toplu ve bireysel gözaltılar sıklıkla
yaşanıyor” diye ekledi.
Tülay Gökçimen
Yönetmen Yazar ile Söyleşi
Tarih:
23.11.2016 Çarşamba
Saat:
16:00
Yer:
BVU Dekanlık Konferans Salonu
‘‘BİZ BURADA KALACAĞIZ’’
KUDÜS’ÜN ANLATILICAĞI BELGESEL GÖSTERİMİ
BezmialemSKS
Kıble Camii, Mescid-i Aksa’nın güneyinde yer alır.
tarih boyunca bir çok değişikliğe uğramıştır. Kemerli
sütunlara 20 basamaklı, her bir basamağı dört geniş
taşla birbirine bağlı merdivenle ulaşılmaktadır. Kemerli
sütunların toplam genişliği 14.40 metre ve yüksekliği
6.50 metredir. Kudüs şehri tarihte birkaç kez tahribata
maruz kalmıştır. Hz. Süleyman aleyhisselamın
yaptırmış olduğu bina Babil işgali esnasında tahrip
edilmiştir. Burak Duvarı veya Yahudilerce ağlama
duvarı denilen yer milattan önce 18 yılında inşa edilen
ve bu tahrip olan binanın bir kısmı olduğu tahmin
edilmektedir. Şu anki haliyle bu duvar, Harem-i Şerif’in
bir parçası ve Müslümanlara ait bir vakfın mülküdür.
Haçlılar tarafından işgal edilen bu mübarek belde
1187 senesinde Salahaddin-i Eyyubî’nin öncülüğünde
tekrar Müslümanların olmuştur. Memluk Sultanı
Kalavun tarafından Türk hakimiyetine giren şehir,
1517 de Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı
sınırları içine alınmıştır.
Kudüs’ün eğitim ve kültür hayatı Osmanlı devrinde
önemini muhafaza etmiştir. İslam tarihi süresince İslam
beldelerinden gelen sayısız âlim, Mescid-i Aksa’yı
ziyaret etmiş ve bu bilginlerden bir kısmı Kudüs’te
yaşamayı tercih etmişlerdir. Bu şekilde şehrin ilim ve
kültür hayatına katkıda bulunmuşlardı. Daha evvelki
devirlerden intikal eden kültür mirası Osmanlı devrinde
de korunarak geliştirildi. Şehir bir cazibe merkezi
olmaya devam etti. Kurulan medreseler vakıflarla
desteklendi. Medreselerin etrafı tarikat dergahları
ile çevrildi. Tasavvufî hayat canlandı. Mevleviyye,
Şazeliyye, Rıfaiyye vs. gibi tarikatler, Kudüs’ün dinî ve
kültürel hayatına gözle görülür katkılarda bulundular.
18. asırdan itibaren kültür hayatı ve medreseler
zayıflamaya başladı. Bunun en önemli sebebi
vakıfların zayıflamasıdır.
19. asırda ise, modern devlet okulları ve misyoner
okullarının hızla çoğaldığını görüyoruz.
Kudüs’ün en önemli kültür kurumların başında
kütüphaneler gelmekteydi. Bunların en eskisi
Mescid-i Aksa kütüphanesiydi. Bu kütüphanede
bulunan kitapların çoğu, Haçlı işgali sırasında
Haçlılar tarafından yakılmıştır. Kitaplar genel olarak
Kur’an ve Kudüs hakkında yazılmış eserlerdi. Ayrıca
Eşrefiyye ve Kadiriyye gibi büyük medreselerin kendi
kütüphaneleri vardı. Yine Eyyubiler, Memluklüler ve
Osmanlılar Beytü’l-Makdis mubarek sahasını bir
eğitimmerkezi, manevi bir tedavi ve arınma yeri olarak
görmüş ve böyle düzenlemişler. Evhadiyye, Kadiriyye,
Kerimiyye, Basıtiyye, Eminiyye, Farisiyye, Melikiyye,
Arguniyye, Hatuniyye ve Tenkıziyye medreseleri bunu
gerçekleştiriyordu.
Kudüs bizim neyimiz diye sormuştuk. Yukarıdan beri
anlattıklarımızı göz önünde tutarak diyebiliriz ki Kudüs
bizim her şeyimizdir. Mescid-i Haram ne ise, Mescid-i
Nebevî ne ise Mescid-i Aksa odur. Onlar gibi sınırları
Allah tarafından belirlenen mukaddes mekandır.
Dolayısıyla bu kudsî yapıyı içinde barındıran şehir de
müminler için mukaddes ve mübarek bir mekandır.
Bezmiâlem'de Kudüs Belgeseli;
“Biz Burada Kalacağız”