Page 15 - aktuel-16

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2017 /
15
tarihî
sebeplerden
dolayı başarılamamıştır.
Mesela başta Eminönü
olmak üzere birçok
meydan projesi tarihî
eserler ve vakıf eserlerinin
yıkılmamecburiyetisebebiyle
hayata geçirilememiştir. Eğer bu
göze alınsaydı, ellili yıllardaki yıkımlar,
o zaman yapılmış olacaktı.
Hayata geçirilemeyen projelerden bir kaçı da iki boğaz
köprüsü ve dubalar üzerine inşa edilmesi planlanan
tüp geçit, bütün İstanbul’u aşacak olan tramvay
hattıdır. Bu projeler Batılı mimarlara hazırlatılmış,
kendi öz mimarimizden izler taşıyan çalışmalardır.
Hicaz Demiryolu gibi dev yapımların yanı sıra bu
projeler de başarabilseydi şehrin ve ülkenin veçhesi
çok değişik olacaktı. Günümüzdeki bazı yazarların
ifadeleriyle “çılgın projeler”di.
Hayata geçirilenlerin hepsini saymak çok güç. Ama
Hamidiye Etfal Hastanesi, Darülaceze, Haydarpaşa
Tren Garı başta olmak üzere birçok lise, askerî okul,
Hereke Halı fabrikası… İlk aklımıza gelenlerdir. Eğitimde
modern metotları ve mektep sistemi tercih eden, buna
büyük destek veren Sultan, askerî ve sivil okullarla
daha sonraki devirlerin personel ihtiyacını karşılamış,
ders kitaplarından matbuat hayatına kadar, O’nun
okullarından yetişenler milletimizin kaderine hakim
olmuşlardır. Otuz üç yılda yetişenlerin büyük bir kısmı
da Birinci Cihan Harbi’nde başta Çanakkale olmak
üzere yedi cephede kırılmışlar, Çörçil’in tabiriyle özenle
yetiştirilmiş fidan ve çiçekler yok edilmiştir.
Bütün bu faaliyetlerinin yanında kendinden evvel
cetleri tarafından inşa edilen eserleri koruması, tamir
ve ihya etmesi de onun fazilet hanesine yazılacak
özelliklerindendir.
Bunların arasında babaannesi Bezmiâlem Valide
Sultan’ın inşa ettirdiği Mekke’deki Guraba-yı
Müslimin Hastahanesi’nden söz etmemiz gerekir,
diye düşünüyorum. Bugün Mescid-i Haram’ın
genişletilmesi çalışmaları neticesinde yıkılıp adı
geçen alan içinde kalan bu hastane uzun bir zaman
hacılara ve Mekke ehline hizmetler vermiş
çok önemli bir yapıdır. Sultan Abdülhamid
Han’ın son senelerinde elden geçirilmiş,
üzerine bir kat ilave edilerek hizmet alanı
arttırılmıştır. 1906 senesi hac mevsiminde
buraya giden Hüseyin Vassaf Bey,
Hicaz Hatırası adlı eserinde bu binayı
resimleriyle anlatmaktadır. Başhekiminin
ve diğer hizmet ehlinin çalışmalarını
yad ederken bu yenileme ve geliştirme
fermanından söz etmektedir.
Yine aynı eserde Medine’deki “Guraba-yı
Müslimin Hastanesi”nden de söz ederken hizmetlerin
hakkıyla yerine getirildiği ve ilaç ve tedavinin
meccanen yani ücretsiz olduğu ve başarılı bir kurum
olduğu tasvir edilmiştir. Bütün memleket sathını
eserlerle süsleyen Sultan’ın atalarından, bu arada
büyükannesinden kalan hayır eserlerine bigâne
kalması beklenemezdi. O da hayırlı bir torundan
beklenen faaliyetleri yaptı ve bu durum günümüzde
bile kendisinin de hayırla yad edilmesine vesile oldu.