Page 17 - aktuel-22

Basic HTML Version

Bezmiâlem Aktüel 2019 /
17
Vakıf Gureba Hastanesi’ndeki Çalışmaları
1933 Üniversite Reformu’nda davet edilen Alman bilim
adamlarından Prof. Dr. Erich Frank, ailesi ve kütüphanesiyle
birlikte İstanbul’ageldi. 1Eylül 1934 tarihinde İstanbulÜniversitesi
Tıp Fakültesi’nin Vakıf Gureba Hastanesi’ne yerleştirilen, 70
yataklı II. Dâhiliye Kliniği direktörü olarak göreve başladı ve bu
görevini ölünceye kadar sürdürdü.
Breslau Wenzel-Hencke Şehir Hastanesi’ndeki çalışma ortamını
yeniden kurmak amacıyla, diyet hemşiresi Elsa Wolff ile
Biyokimya Uzmanı Dr. Kurt Steinitz’ın da Türkiye’ye gelmeleri ve
yanında çalışmaları için Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin aldı. Vakıf
Gureba Hastanesi’nde Elsa Wolff yönetiminde, mide, bağırsak,
böbrek ve metabolizma hastalıkları için bir diyet servisi kurdu.
Frank, hastaların diyetini, idrar ve kan analizleri doğrultusunda
düzenliyordu. Onun bu yöntemi zamanla benimsendi ve
Türkiye’deki bütün hastanelerde uygulanmaya başlandı.
Vakıf Gureba Hastanesi’nde 32 sene çalışan Elsa Wolff’un,
Pratik
Diyatetik. Muhtelif Hastalıkları Perhizle Tedavi Usulleri
(Çev.
Sadri Yen ve Atıf, İstanbul 1942) adıyla yayınladığı kitabın önsözünü
Erich Frank yazmıştır. II. Dâhiliye Kliniğini modern ihtiyaçlara uygun
hale getirmek amacıyla kurulan, ülkemizin bu ilk diyet servisi, hem
hekimlerin hem de halkın diyet konusunda bilgilenmesine yardım
etmiştir.
Frank, II. Dâhiliye Kliniği’nde Biyokimya Uzmanı Dr.
Kurt Steinitz yönetiminde bir biyokimya laboratuvarı
kurulmasını sağladı. Bu biyokimya laboratuvarında
hem ileri analiz yöntemleri uygulandı hem de
analiz çeşitleri artırıldı. Vakıf Gureba Hastanesi’nin
büyük hasta koğuşları, günümüzde Bezmiâlem
Vakıf Üniversitesi idari birimleriyle amfilerinin
bulunduğu, tarihi binanın uzun koridorlarına
açılırdı. Sportmen bir insan olan Dr. Steinitz, yatan
hastaların analiz raporlarını, bu uzun koridorlarda
patenle dolaşarak koğuşlara dağıtırmış. Erich Frank,
“Türkler bu gibi şeyleri hafiflik sayar” diyerek paten
kullanmasını yasaklamıştır. Dr. Steinitz’in girişimiyle
transfüzyonlarda kan konservelerinin kullanılmaya
başlanması da önemli bir yeniliktir (1939). Dr.
Steinitz’ın yazdığı
Klinik Laboratuar Usulleri
(İstanbul 1942) kitabı bütün Türkiye’de laboratuvar
çalışanlarının el kitabı olmuş, 1970’li yıllara kadar
devlet hastanelerinin biyokimya laboratuvarlarında
kullanılmıştır.
Frank’ın o yıllarda gerçekleştirdiği, Türkiye’deki
diğer hastanelerde görülmemiş uygulamalardan biri
de II. Dâhiliye Kliniğine bağlı olarak kurmuş olduğu
röntgen servisidir. Röntgen servisinin başına Hans
Heilbronn (İ. Ü. Eczacılık Fakültesi Botanik Hocası
Alfred Heilbronn’un oğlu) getirildi.
Frank, tüberküloz hastalarının ayrı yatırılmasını ve
hastanede ayrı bir enfeksiyon hastalıkları servisi
kurulmasını sağlamıştır. Kliniklerde tek kişilik
hasta odalarına ihtiyaç olduğunu ifade ederek,
iç hastalıkları kliniklerinin gelişmesine katkıda
bulunmuştur.
Asistanlarını iç hastalıklarının farklı alanlarına
yönlendiren Frank, Türkiye’de ilk kez iç hastalıkları
içinde uzmanlaşmanın temellerini atmıştır. En önemli
yeniliklerden biri de 1949 yılında başlatmış olduğu
çalışmalarlakalpkateterizasyonunukliniğesokmasıdır.
Bu alanda çalışmaya teşvik ettiği asistanları; Dr. Remzi
Özcan (1919-2007), Dr. Nejat Harmancı ve Dr. Ali
Ekmekçi, seçkin bilim adamları olmuştur.
Frank’ın asistanlarından Dr. Bedi Beler (ö. 2002),
kanserde ilk modern kemoterapi uygulamasının,
Vakıf Gureba Hastanesi’nde, Amerika Birleşik
Devletleri’nde henüz kliniklere giren bir kemoterapi
ilacının Frank’ın yönetimindeki II. Dahiliye Kliniği’nde
kullanılmasıyla gerçekleştirildiğini ifade etmektedir.
Erich Frank, Vakıf Gureba Hastanesi’nde daha
sonra iç hastalıklarında otorite olacak dört doçent
ile çalışmıştır; Nebil Bilhan (1896-1965), Arif İsmet
Çetingil (1896-1983), Ekrem Şerif Egeli (1902-1980)
ve Muzaffer Şevki Yener (1897-1959).
Erich Frank,
Vakıf Gureba Hastanesinin
II. Dâhiliye Kliniğini modern
ihtiyaçlara uygun hale
getirdi.