Page 43 - aktuel_sayi_3

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2014 / 3
41
olmaya çalışıyorlardı. 16 Mart 1913 de Tıbbiye’nin
açıldığı ve derslere başlanacağı ilan edildi. Savaştan
dönen hocalardan sağ kalanlar eğitime tekrar baş-
ladılar, tabii sağ kalan öğrencilerle birlikte.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı bu öğrencilere
ikinci bir şok olmuştu. Savaş başlayınca askeri öğ-
renciler 6 ay talimgâhlara gönderilmişlerdi. Avrupa
tarafında Ayazağa’da ve Asya tarafında Bostancı’da
silah talimleri başlamıştı. Savaşın büyüyerek devam
etmesiyle tıp eğitimine bir yıl ara verildi, hocalar
gereken cephelere gönderilmiş, Tıbbiye son sınıf
öğrencileriyle 3. 4. 5. sınıf öğrencileri askeri birlik-
lerde görevlendirilmişlerdi. Son sınıfın en çalışkan
ve bilgili öğrencileri Kafkasya cephesine gönderil-
miş, orada çoğu tifüs hastalığından ölmüştür. Fa-
külte gene “Mecruhin” yaralılar hastanesi haline
gelmiş, okulda kalan Tıbbiyeliler buraya gelen yara-
lılara yardım etmeğe çalışmışlardı. Talimgâhlardaki
Tıbbiyeliler ağır askeri eğitim ve açlıkla mücadele
ediyorlardı. Açlık ve sefalet diğer öğrenciler için de
yaşanan bir olaydı. Okulda çok zor şartlarda hazır-
lanan yemekler bile yetersiz kalıyordu. İdareciler
süpürge tohumundan hazırlanan ekmekleri, kandil
yağıyla pişen yemekleri bile zor tedarik edebiliyor-
lardı. Öğrenciler açlıklarını kapatmak için okulun
yakınlarındaki bostanlardan sebze, meyve çalmak
zorunda kalıyorlardı. Veremden 20 tıp öğrencisi öl-
müştü. Tıbbiye bir yıl sonra 1916 da eğitime tekrar
başladı. Sağ kalanlar ve durumun acısını yaşayanlar
büyük bir gayretle derslerine devam edip tıp eğiti-
mini tamamlamaya çalıştılar.
İşgalde Tıbbiye
I Dünya savaşından sonra imzalanan Mondros Mü-
tarekesi ile Osmanlı Devleti ayrı bir döneme girdi;
Mütareke ve İşgal Dönemi. Mondros Anlaşması’nı
ileri süren itilaf devletleri filosu 13 Kasım 1918 de
İstanbul’u işgal etti. O sabahtan itibaren İstan-
bul Boğazı’ndan geçerek işgali başlatan gemile-
ri Haydarpaşa’dan seyreden iki gurup vardı. Biri
Mustafa Kemal ve arkadaşları diğeri de Tıbbi-
yeliler.
Mustafa Kemal Paşa komuta ettiği Yıldırım Or-
duları kaldırılınca İstanbul’a dönmek için yola
çıkmıştı. Uzun bir yolculukla önce Adana’ya
gelmiş, 10 Kasım gecesi Adana’dan trenle yola
çıkıp 13 Kasım 1918 günü 12.45’te İstanbul’a
ulaşmıştı. Mustafa Kemal Paşa’yı Dr. Rasim
Ferit Talay karşılamış, karşı kıyıya geçmek üze-
re rıhtıma gelmişlerdi. O gün İtilaf Donanması
İstanbul önlerine gelmiş ve İstanbul fiilen işgal
edilmeye başlamıştı. Bu geçişi seyretmek büyük
bir zulümdü ve hepsinin yüreklerindeki acı yüz-
lerine aksetmişti. Mustafa Kemal “Hata ettim.
İstanbul’a gelmemeliydim, ne yapıp edip Anado-
lu’ya dönmenin çaresine bakmalı” diye söylendi,
sonra yaveri Cevat Abbas’a dönerek kararlı bir
sesle “Geldikleri gibi giderler” dedi. Aynı man-
zarayı Haydarpaşa’daki Tıbbiye binasının top-
lantı salonundaki pencereden seyreden hocalar
gözyaşlarını tutamamışlar, öğrenciler ne oldu-
ğunu anlayamamıştı. 21 Kasım 1918 de Meclis-i
Mebusan feshedildi. Aralık 1918 da Tıbbiye bina-
sının işgali gündeme geldi. Haydarpaşa’daki tıp
eğitimi İngiliz askerleri tarafından 5 sene süre-
cek işgal dönemine girdi.
1919 yılının Ocak ayında üç generalden olu-
şan bir İngiliz heyeti okula gelmiş, Müdür Hu-
lusi Beyle binayı gezmiş, askeri kısmın derhal
fakülte tarafına taşınmasını istemiş, yataklar,
klinik ve laboratuarlar taşınmış, öğrencilerin
direniş gösterisinde bulunmaları üzerine saat
kulelerine makineleri tüfekler yerleştirilerek
Tıbbiyelilerin Savaş, işgal ve Milli mücadeleyi yaşadıkları Haydarpaşa Tıbbiyesi