Page 50 - aktuel_sayi_3

Basic HTML Version

48
BezmiâlemAktüel 2014 / 3
Odyoloji biliminin en önemli ilgi ve çalışma
alanlarından bir tanesi işitme taramalarıdır.
İşitme taramaları; yenidoğan işitme taramala-
rı, okul öncesi işitme taramaları, okul dönemi
işitme taramaları ve yetişkin işitme taramala-
rı şeklinde dönemsel olarak alt gruplara ay-
rılmaktadır. Bunlar içerisinde yarattığı olumsuz
etkiler dikkate alındığında en önemlisi konjenital
(doğuştan) işitme kayıplarının belirlenmesi için
yapılan yenidoğan işitme taramalarıdır.
Doğuştan ileri derecede işitme kaybı, 1-3/1000’lük
görülme oranı ile insanlarda en sık karşılaşılan
konjenital bozukluklar arasında yer almaktadır. Bu
değer, orta dereceli ve unilateral (tek taraflı) işitme
kayıpları da eklendiğinde 5-6/1000’ya kadar yüksel-
mektedir. Ülkemizde bu konuyla ilgili kesin veriler
olmamakla beraber, yapılan sınırlı sayıdaki çalış-
mada sağlıklı yenidoğanlarda 1-2/1000 oranında
konjenital ileri derecede işitme kaybı saptanmıştır.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 1.500.000 doğum olduğu
düşünülürse işitme kaybı ile hayata gözlerini açan
bebek sayısının oldukça fazla olduğu da anlaşıla-
caktır. Bu yüzden yenidoğan işitme taraması, ülke-
mizde yenidoğana yapılan zorunlu tarama uygula-
maları içerisinde yer almaktadır.
Konjenital işitme kaybı, özellikle konuşma ve lisan
gelişimini etkilemektedir. Bunun yanı sıra çocuğun
sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimi de değişik de-
recelerde etkilenmektedir.
Etkilenmenin şiddeti, işitme kaybının derecesiyle
paralel bir şekilde artmaktadır. Tüm bu olumsuz-
luklara rağmen işitme kaybı ne kadar erken tespit
edilir ve müdahale (amplifikasyon+habilitasyon) ne
kadar erken yapılırsa işitme kaybının bu olumsuz
etkileri minimuma indirilebilmektedir. Bu nokta-
da müdahale kavramının netleştirilmesi önemlidir.
İşitme kayıplı bir bebeğe ya da çocuğa sadece işitme
cihazı uygulaması veya koklear implant takılması ye-
terli değildir. Bu cihazlar odyolog tarafından doğru ve
uygun şekilde ayarlansalar bile muhakkak işitsel re-
habilitasyon verilmesi gereklidir.
Tüm dünyaca kabul edilen bir birlik olan Joint Commi-
tee on Infant Hearing (JCIH) tüm bu önemli etkilerin-
den dolayı 2000 yılında bir bildiri yayınlayarak işitme
engelli bebeklerin erken dönemde, tercihen 3 aylık ol-
madan önce, teşhis edilmesi ve bebek 6 aylık olmadan
da işitmenin amplifiye edilmesi (işitme cihazı kullanımı
gibi) gerektiğini bildirmiştir. Yapılan araştırmalar, 6
aylık olmadan müdahale edilen bebeklerin yaşıtla-
rıyla benzer bir lisan gelişimi gösterdiklerini ortaya
koymuştur.
İşitme kaybının erken tespitinde yenidoğan işitme ta-
ramaları büyük önem taşımaktadır. Yenidoğan işitme
taramalarıyla işitme kaybı açısından şüphe taşıyan be-
bekler belirlenmektedir. Ancak işitme kaybının tipi, de-
recesi ve konfigürasyonu (etkilediği frekans bölgeleri)
gibi bilgilerin elde edilmesi için detaylı odyolojik tetkik-
ler gerekmektedir. Odyolojik tetkikler ile ilgili akılda
tutulması gereken en önemli nokta ise bu testlerin her
ODYOLOJİ’DE
YENİDOĞAN İŞİTME
TARAMALARI
Yrd. Doç. Dr. Burak ÖZTÜRK
Bezmialem Vakıf Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü