Page 37 - aktuel-4

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2014 / 4
35
dis-i şerifte ‘‘Oruç tutun ki sıhhat bulasınız’’ buyrul-
muştur (el-Cami’us-sağir, Hadis No 5060). Oruç gün
içinde yeme-içme alışkanlığımızdan ve meşru olan
cinsi münasebetten uzak kalma durumudur. Bu-
nun sonucu olarak elbetteki bedende bazı fizyolojik
değişiklikler olacaktır. Oruç, yemek alışkanlığımız-
daki ani bir değişime sebep olup vücudumuz da bu
değişime uyum sağlayacaktır. ‘‘Her şeyin bir zekâtı
vardır. Vücudun zekâtıysa oruçtur. Oruç sabrın ya-
rısıdır’’ buyurulmuştur (İbni Mace, Hadis No.1345).
Vücudumuz sürekli enerjiye ihtiyaç duymaktadır.
İnsanda bir karbonhidrat olan glikojen karaciğerde
ve kaslarda bulunur. Vücudun tüm hücreleri ve yağ
hücreleri yağları depolar. Açlık durumunda önce
karbonhidratlar yani glikojen, sonra sırasıyla yağlar
ve proteinler kullanılır. İnsan vücudu su, protein,
yağ, karbonhidrat ve mineraller içermektedir. 60-70
kg olan bir şahısta 8-9 kg yağ olduğu, 12 kg protein
ve 350 g da glikojen olduğunu varsayarsak ve tüm
bunların yanması sonucu 150 000 kilo kalori ortaya
çıkar. İnsanın hayati fonksiyonlarını sürdürebilmek
için asgari 1500-2000 kilo kalori ihtiyacı olduğundan
yola çıkarsak insan hiçbir şey yemeden 70-75 gün
yaşayabilir. Yapılan araştırmalarda insanın ortala-
ma 60-70 gün açlığa, bir hafta kadar da susuzluğa
dayanabildiği sonucu çıkmıştır.
Sindirim sistemi çalıştığı zaman her gün 9 litre sıvı
salgılar. Hatta sindirim faaliyeti için bile 1500 kilo
kalori gerekmektedir. Oruç ile sıvı salgılanması en
aza indirgenir ve sindirim sisteminin istirahat etme-
si sağlanır.
Karaciğer sindirimde görev aldığı gibi vücutta mey-
dana gelen zehirlerin de atılımında rol oynar. Bu
zehirler protein, alyuvar ve hormon yıkımı sonucu
oluşurlar. Oruç halinde karaciğerin sindirim görevi
azalacağından vücuttan zehir atılımı rolüne daha da
ağırlık verir ve vücut temizlenir.
Kalp dakikada 5.5 litre, ağır bir yemek sonrası ise
7-7.5 litre kanı damarlara pompalar. Yemeklerden
sonra bağırsaklardan geçen dakikadaki kan miktarı
da %50-300 kat artar. Oruçlu kişide kalp dinlenip
kuvvetlenir, kandaki fazla yağlar yakılarak damar
sertliği tehlikesi azalır.
Böbreklerin oruç süresince susuzluk sebebiyle zarar
görmesi söz konusu değildir. Çünkü böbrekler kişi az
sıvı aldığı zaman atılacak sıvı miktarını azaltır fakat
atılacak zararlı madde miktarını azaltmaz. Bu neden-
le idrar miktarı az ama yoğunluğu fazla olur. Böylece
böbreklerin sulandırma ve koyulaştırma faaliyeti ger-
çekleşerek vücudun susuz kalması önlenir.
Kan şekeri yani glukoz yemeklerden sonra artış
gösterir ve fazlası karaciğerde glikojen olarak depo-
lanır. Oruç halinde glikojen parçalanıp kana glukoz
olarak verilir ve sağlıklı kişilerde kan şekeri belli sı-
nırlar içerisinde tutulur.
Beyin hücreleri glukoz ve oksijen ile beslenir. Oruç-
lu iken kan şekeri tükendiğinde karaciğerde amino
asitlerin ve yağların bir kısmından glukoz sentez-
lenir. Yine karaciğerde yağlardan keton cisimleri
sentezlenip başta beyin hücreleri olmak üzere diğer
tüm vücut hücrelerine ulaştırılırlar.
Orucun sağlık üzerine etkisi hakkında 300 civarında
yerli ve yabancı çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların
ortak bulguları şunlardır: