Page 7 - aktuel-4

Basic HTML Version

BezmiâlemAktüel 2014 / 4
5
Bezmiâlem Vâlide Sultan’ın Unutulmuş Hayratı
Bezmiâlem Valide Sultan vefat ettiği zaman
gelir-gider hesapları yapılmış ve net olarak
2.124.971 kuruş 3 para borcu olduğu görül-
müştür. Bu borcun padişahın kendi parasından
(hazine-i hassa) ödemesi talep edilmiştir. Ve bu
borç Bezmiâlem Valide’nin yukarıda işaret edil-
diği gibi Dolmabahçe Cami’nin inşaatı için mü-
teahhit Karabet Kalfa’ya verilmesini istediği bir
paradır. Kısaca, Bezmiâlem Valide’nin her şeyi-
ni hayra hasenata harcadığı, ömrünü de bu yol-
da tükettiği belgelerle ortaya konmuş oluyor.
2
Bu borcun dışında yine valide sultanın vefatıyla Ma-
liye’den verilmekte olan aylık 1000 kese aylığından
net 945 kesesinin tamamını da Ortaköy Cami inşaatı-
na tahsis ettiği anlaşılmıştır ki onun Ortaköy Cami’ne
yaptığı bu yardım da yeni ortaya çıkan bir bilgidir. O
günlerde vefat eden Maliye Nazırı Nafiz Paşa’nın aylık
20.000 (40 kese) kuruş olan maaşı da valide sultanın
gelirlerine ilave edilerek bu yine hayrata tahsis edil-
miştir. 04.06.1853 (26.L.69).
3
Bezmiâlem Vâlide Sultan’ın vefatıyla yazılan terekesin-
deki mutfak eşyası bugün orta halli bir aile mutfağın-
dan çok daha sade ve basit eşyadan oluşmaktadır.
Hicaz’a Gönderilen Para
Bezmiâlem Vâlide Sultan 1843 yılında kara yoluyla
hacca giden II. Mahmud’un ilk eşi Nevfidan Kadın’a ve-
rilmek, onun aracılığı ile de Hicaz bölgesinde muhtaç-
lara dağıtılmak üzere Mısır Valiliği vasıtasıyla ve deniz
yoluyla yüklü bir para göndermiştir. Bununla ilgili ola-
rak Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ya şu kâime
(emirname) yazılmıştır:
“…Valide Sultan tarafından bu sene hacca giden baş
kadın hazretlerine verilmek üzere hazırlanan 120 kese
çeşitli [maden] paralardan oluşan nakit Mekke ve Me-
dine’de hacıların bulundukları yerde baş kadına teslim
edilerek ulaştığına dair bize haber verilmesi. Bu para
vapurla önce İskenderiye’ye, oradan da valiliğiniz ara-
cılığıyla [Cidde’de bulunan] Şeyhülharem Şerif Paşa’ya
bu emanetlerin verilerek ayrıca ondan da alınacak bir
başka alındı belgesinin İstanbul’a gönderilmesi valide
kethüdası Tahir Beyefendi tarafından rica edilmekte-
dir. Bu sandıklar size ulaşır ulaşmaz derhal şeyhülha-
reme gönderip oraya teslim edildiğine dair bilginin biz-
lere ivedilikle bildirilmesi… 02.12.1842 (28.L.1258).”
4
Bu para altın ve gümüş karışık (ecnas nukud) olduğun-
dan hacmen dört sandık tutmuştur. Tek tek dökümüne
dair herhangi bir bilgi ve belge yoktur. Ayrıca sandık
ebatları da belli değildir.
Valide Sultan’a Verilen Dilekçeler
Osmanlı padişahları Cuma Namazı için camiye gider-
ken ve gelirken halkın yazılı taleplerini dikkate alırlar-
dı. O gün Cuma Selamlığı’nda görevli çok sayıda me-
mur vatandaşların verdikleri bu dilekçeleri toplardı.
Padişahlar da genellikle Cuma Namazı’ndan sonra bu
dilekçeleri okur veya okutur, gerekli işlemin yapılma-
sı için de Sadaret’e havale ederdi. Böylece yurttaşlar
dileklerini bizzat padişaha vermek, seslerini padişaha
aracısız duyurmak hakkına sahip olurlardı. Bu hak her
zaman Osmanlı teb’ası için var olmuş ve padişahlar
da teb’adan gelen bu talepleri her zaman dikkate al-
mışlardır. Hatta bu sayede padişaha ulaştırılamayan
birçok meseleden padişahlar birinci elden haberdar
olabilmişlerdır. Osmanlı tarihinde oluşmuş bu gelene-
ğe
“Ma’rûzat-ı Rikâbiye”
denirdi. Yani bugünkü dille
bizzat padişaha birinci elden verilen dilekçe, sunulan
arz demektir. Osmanlı Arşivi belgeleri arasında Valide
Sultan’a hitaben yazılmış bu tarz üç vesika çıktı. Belki
ilerde daha da çıkabilir. Bundan da anlaşılacağı üze-
re bu dilekçeler valide sultanlara da veriliyormuş. Bu
uygulama belki sadece Bezmiâlem Vâlide’ye de has
olabilir.
Bunlardan 06.06.1849 tarihli olan ve “…Maruzat hula-
salarının bir nüshasının padişah tarafından görülerek
Sadaret’e havale edildiği… Bu hülasalarda icap eden
işlemlerin şeylerin hülasaların üzerine işaret edilmek-
le gereğinin Sadaret’çe yapılması…” istenmiştir.
5
20.12.1850 tarihli maruzatlarda da aynı işlem tekrar
edilmiş, ama bu sefer talepler önce Sadaret’te de-